🟥 ATIŞ SERBEST – MİZAHSEN TÜRKİYE Sel Gider, Kum Kalır; Mizah Gider, Hakikat Kalır!
“İllegal Hayatlar, Legal Kahkahalar”
“Mutluluğun resmini boş ver Abidin…
Sen Türkiye’nin fotoğrafını yapabilir misin?”
Ama lütfen CHP’nin yaptığı gibi ışığı yamultmadan, manipülasyona kaçmadan.
Çünkü bu ülkede fotoğraf çekmek bile artık “siyasi duruş” sayılıyor.
🎭 Gülmeyi Unutan Ülke
Nasrettin Hoca’ya sormuşlar:
— “Hocam, bugün niye asıksın?”
— “Derdim yok evladım, ama gülmeyenlerin arasında kalınca, insanın gülüşü de kararıyor.”
Hoca 13. yüzyılda demiş ama, 21. yüzyıl Türkiye’sini anlatmış!
Ülke öyle bir hâlde ki, gülmek bile artık izinle yapılan eylem gibi.
💼 Geçim Değil, Geçiş Derdindeyiz
CHP, DP, Yeniden Refah derken herkes AKP’ye “geçiyor”.
Anlaşılan “AKP’nin derdi geçim değil, geçiş!”
Bu hızla giderse, yakında siyasi partiler değil, aktarma istasyonları olacak.
Oyuncuya uyuşturucu yasak ama oynadığı diziler halkı uyutuyor.
Parlamento çamur banyosu gibi; güzelleştirmiyor ama herkes içinde!
🔫 Şarjör Değil, 6 Ok
Tabanca, şarjör, mermi bilmez CHP…
Atadan miras “6 ok” var onun —
Her biri karanlığa doğrulup aydınlığa saplanan simge.
Silahla işimiz olmaz. Bizde “eski tüfekler” hâlâ yürekten ateş eder.
Barış için, kardeşlik için, adalet için.
🏛️ Bayrağı Taşıyana Değil, Bayrağın Kendisine Bak!
Bayrağa Bak, Sese Kulak Ver!
Gazi Mustafa Kemal Atatürk demişti:
“Benim iki büyük eserim vardır; biri Türkiye Cumhuriyeti, diğeri Cumhuriyet Halk Partisi’dir.”
Ben üçüncüyü ekliyorum: Cumhuriyet Gazetesi.
Biri devletin, biri siyasetin, biri kelimenin kalesidir.
Üçü de aynı soyadını taşır: Cumhuriyet.
Bu ülkenin üç ayaklı sehpasıdır onlar.
Birini çekersen, kahve devrilir. ☕
Kurumlar yıpranmaz, yöneticiler yıpratır.
O yüzden bayrağı taşıyana değil, bayrağın kendisine bak!
🔧 Kırmadan Onarabiliriz
CHP eleştirilebilir, eleştirilmeli de.
Ama içeriden, aydınlatıcı bir dille.
Çünkü eleştiri, sevginin bir türüdür.
Yıkmak kolay, onarmak zordur.
Biz yurttaşız — görevimiz badana yapmak, duvarı yıkmak değil.
☕ Kahve Soğumadan
Cumhuriyet, CHP, Cumhuriyet Gazetesi…
Bu ülkenin “demokratik üçlüsü”.
Kahve fincanının sehpası gibi — biri eksilirse dökülür umut Günesav Gazetesi.
Livaneli’nin dediği gibi:
“Bir ışık parlar yeniden karanlıklar arasından,
Umudu kesme yurdundan.”🇹🇷 Mizah, Bu Ülkenin Son Direnişidir
Türkiye gelir eşitsizliğinde zirvede:
10 kişiden 2’si yoksul, 6’sı borçlu, kalan 2’si Saray ve çevresi.
Milletin %80’i aç, kalanı açgözlü.
Ama biz hâlâ gülüyoruz — çünkü mizah, halkın en son özgürlük alanıdır.“Tam demokratik laik Türkiye” derken
geldik “ham teokratik lakayt TÜİKiye” noktasına.
İdare şeklimiz: Almam Usulü!Ama yine de…
“Mizah, toplumu yüzsüzlüğüyle yüzleştirir.”
Ve biz hâlâ o aynaya bakabiliyoruz.
Bu da demek ki umut ölmedi.🟢 Son Söz
Çağrılan yere git, ar eyleme;
Çağrılmadığın yere gidip yerini dar eyleme...
Ama bir yere çağrılıyorsan, o da halkın vicdanıdır!Uyanın artık!
Solu değil, “doğruyu” iktidara getirme vakti bu.
Çünkü gülmeyen bir toplumun kaderi ağlamaktır.
Bizimkisi ise “Mizahsen Türkiye” –
Kahkahası da direnişi de aynı cümlede buluşan bir ülke! 🇹🇷Kapanış Sloganı: Sel gider, kurum kalır. Mizah gider, hakikat kalır. Biz, bu üç kaleye de sahip çıkacağız. Yöneticilere değil, değerlere. Çünkü umudu asla kesmeyeceğiz yurdumuzdan!
Sağlıcakla Kalın
✍️ GÜNESAV KÖŞE / Mizahsen Türkiye
