Şehir Planlamasında Yetki Sınırları Erol Altunoğlu
Şehirlerimizin geleceğini şekillendiren imar planları, genellikle teknik ve karmaşık konular gibi görünse de, aslında hepimizin yaşam alanını doğrudan ilgilendiriyor. Her taşın, her yolun, her parkın geleceği bu planlarla çiziliyor.
Bu planların hazırlanması ve onaylanmasında Büyükşehir ve İlçe/İlk Kademe belediyelerinin rolü, yasal sınırlar çerçevesinde net bir şekilde belirlenmiştir. Buradaki temel kural ise basit: Yetki ve sorumlulukların birbirine karışmaması.
Uyum ve Koordinasyon
Büyükşehir belediyesinin planlama yetkisi, esas olarak koordinasyon ve üst ölçekli planlara uygunluk denetimi üzerine kuruludur. İlçe belediyeleri ise mahallelerimizin detaylarını gösteren 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planlarını hazırlar ve Büyükşehir’e gönderir.
Büyükşehir belediyesinin görevi, bu planları, kentin genel stratejisini belirleyen Nazım İmar Planına uygunluk açısından incelemek, gerektiğinde küçük değişikliklerle onaylamak veya reddetmektir. Burada bir denge vardır; Büyükşehir Belediye Meclisi, ilçe belediyesinin yetki alanına girerek gönderilen 1/1000 ölçekli planı baştan sona kendi başına yeniden yapamaz.
Büyükşehir Ne Zaman Uygulama Planı Yapabilir?
Soru sık sorulur: “Büyükşehir kendi başına uygulama planı yapabilir mi?” Cevap sınırlıdır. Sadece Nazım İmar Planının yürürlüğe girmesinden sonra bir yıl içinde ilçe belediyesi kendi uygulama planını yapmazsa, Büyükşehir bu süre zarfında devreye girerek planı yapmakla yükümlüdür.
Kısacası; Büyükşehir, “ilçe planının doğru olup olmadığını denetler” ve “gerekli durumlarda, ilçe yapmazsa yerine getirir.” Ancak, “ilçe yerine geçip baştan planı ben yapacağım” diyemez.
Son Söz
Şeffaf ve sağlıklı bir şehirleşme için, planlama yetkilerinin bu hassas sınırlarının korunması büyük önem taşır. Her belediyenin kendi görev tanımına uyması, hem hukuki zemini sağlamlaştırır hem de şehir yönetiminde istikrarı sağlar. Bu dengeli yaklaşım, geleceğin şehirlerini akıl ve hukukla inşa etmenin anahtarıdır.