💥 Aile içi hesaplaşma: Tatlıses soyadının gölgesinde ağır iddialar
Tatlıses ailesindeki kriz, artık bir magazin hikâyesinin çok ötesinde.
Oğul Ahmet’in mahkemeye sunduğu dilekçede;
“Babam kendine ve mal varlığına hakim olamayacak bir dönemin içinde”
ifadeleri yer alırken, İbrahim Tatlıses cephesi bu iddiaları külliyen reddediyor.
İş burada bitmiyor.
🔹 Mal varlığına tedbir konulması ne anlama geliyor?
Mahkeme, ihtiyati tedbir kararıyla İbrahim Tatlıses’e ait taşınmazların, banka hesaplarının ve ticari faaliyetlerin koruma altına alınmasına hükmetti.
Bu; kimsenin bir mal alım–satımı yapamayacağı, varlıkların devredilemeyeceği ve ailenin, süreci tam kontrol edemeyeceği anlamına geliyor.
Bir tür “yargısal fren.”
🔹 Aile içinde iletişim kopukluğu büyüdü
Ahmet Tatlıses, dava sonucuna dair çıkan haberlerin gerçeği yansıtmadığını açıklarken,
İbrahim Tatlıses ise sessizliğini koruyor.
Bu sessizlik, kamuoyunun kulaklarında daha büyük bir gürültüye dönüşüyor.
“Kim haklı, kim haksız?”
Soru her açıdan dikenli.
Aile içi bağların zayıflaması, parasal çatışmaların gölgesi, bir dönemin efsanesinin yorgun yüzü…
Hepsi aynı fotoğrafın içinde.
🔹 Bir sonraki duruşma: 30 Ocak 2026
Takvim yaklaştıkça gerilim daha da artacak.
Bu dava, yalnız bir vesayet meselesi değil;
şöhretin gölgesinde yorgun bir baba–oğul hikâyesi.
Yaralar derin, iddialar ağır, karar ise hâlâ kapalı bir kutu.