

Belediye Başkanı’nın Yetkisi ve “Şartlı Bağış”ın Kurumsal Sınırları
✍️ GÜNESAV KÖŞE – Erol Altunoğlu
Son günlerde bir İlçe Belediyesi ile büyük bir özel kuruluş arasında imzalanan protokol, yerel yönetimlerdeki yetki sınırlarını tekrar gündeme taşıdı. Protokol, bir Çocuk Gelişim Merkezi’nin inşasını konu alıyor. Ancak iddia edildiğine göre, Belediye Meclisi onayı alınmadan doğrudan Belediye Başkanı tarafından imzalanmıştı. Bu durum, beraberinde bir suç duyurusunu getirdi.
Peki, iyi niyetle yapılan bir yatırım neden hukuki bir krize dönüşür?
Meclis Onayı Neden Şarttı?
5393 Sayılı Belediye Kanunu, belediye teşkilatındaki yetki ve karar alma mekanizmasını net biçimde belirler. Kanun’un 38. maddesi, Belediye Başkanına yalnızca “şartsız bağışları” kabul etme yetkisi verir. Yani, karşılık veya uzun vadeli yükümlülük gerektirmeyen, salt hibe niteliğindeki bağışlarda Başkan tek başına karar verebilir.
Ancak protokolde söz konusu olan “şartlı bağış” idi. Bağışçı, tesiste kendi personelinin çocuklarına 10 yıl boyunca kontenjan ayırmayı şart koşuyordu. Bu şart, belediye arazisi ve hizmet kapasitesi üzerinde uzun süreli bir hak tesis ediyor, dolayısıyla Meclis’in yetki alanına giriyordu.
Kısacası, protokolün hukuki olarak geçerli olabilmesi için Meclis onayı zorunluydu. Kanun koyucu, belediyeyi uzun vadeli yükümlülüklere sokacak kararlarda tek bir kişinin değil, halkın temsilcisi olan Meclis’in iradesini öngörmüştü.
Sonradan Onay, Suçu Ortadan Kaldırır mı?
Muhalefetin yetki aşımı gerekçesiyle yaptığı suç duyurusundan sonra Meclis’in protokolü sonradan onaylaması, idari ve cezai sorumluluk açısından farklı etkiler doğurur:
İdari işlem açısından: Sonradan onay, protokolün geçerliliğini sağlar ve sözleşmenin uygulanmasının önündeki engeli kaldırır. Belediye ile özel kuruluşun ilişkisi sağlam bir zemine oturur.
Cezai sorumluluk açısından: Başkanın yetkiyi aşarak protokolü imzaladığı an, hukuka aykırı bir fiil teşkil eder. Meclis onayı, bu fiili otomatik olarak ortadan kaldırmaz; ancak yargılama sürecinde güçlü bir hafifletici neden olarak değerlendirilebilir. Çünkü protokolün içeriği, Meclis tarafından da uygun görülmüştür ve kamu zararı oluşmamıştır.
Çıkarılacak Ders
Bu örnek olay, belediye başkanının yetkisi ile Meclis’in rolü arasındaki ince çizgiyi net şekilde ortaya koyuyor. Hız ve etkinlik takdir edilse de, yetki sınırlarının aşılması idari işlemi hukuka aykırı kılar ve cezai risk doğurur.
Sonradan gelen onay sözleşmeyi kurtarır; ancak yetkiyi aşma fiili, yönetimde usule uyma ve şeffaflık zorunluluğunun önemini bir kez daha hatırlatır.
Yerel yönetimde doğru olan, doğru kararı doğru zamanda ve doğru makamdan geçirmektir.
Sağlıcakla Kalın.