

Millet İttifakı’nın Rekabet Gücünü Artırmak İçin Yol Haritası
Türkiye siyasetinde ittifakların önemi giderek artıyor. Özellikle Millet İttifakı’nın son seçimde yaşadığı hayal kırıklığı, bundan sonraki süreçte nasıl bir yol izlemeleri gerektiği sorusunu daha da kritik hale getiriyor. İttifakın rekabet gücünü artırması için atması gereken adımlar ise oldukça net.
Öncelikle, ittifak içi görüşmeler ve karar alma süreçleri sadece “liderler zirvesi” formatından çıkarılmalı. Bunun yerine, teknik heyetler ve çalışma grupları düzeyinde sürekli ve resmi hale getirilmeli. Böylece irtibat kopukluğu önlenir, karar alma süreçleri hız kazanır.
Olası ideolojik veya kişisel anlaşmazlıklar için ise, kamuoyuna yansımadan önce krizi yönetecek bir “Kriz Yönetim Kurulu” ya da “Uzlaşı Komitesi” kurulması elzemdir. Bu yapı, ani çatışmaların büyümeden çözülmesini sağlar.
Bunun yanı sıra, ittifakın tüm bileşenlerinin üzerinde anlaştığı temel değerlere daha güçlü bir vurgu yapılmalı. “Ortak payda” etrafında birleşmiş bir görüntü vermek, seçmen gözünde güveni pekiştirir.
Seçim yenilgisinin nedenleri konusunda kamuoyu önünde şeffaf ve samimi bir öz eleştiri yapılması da şart. Koordinasyon ve strateji hatalarını kabul etmek, seçmenin güvenini yeniden kazanmanın ilk adımıdır. “Nerede hata yaptık?” sorusuna net bir yanıt sunulmalı.
Ancak eleştirinin ötesine geçmek de gerekir. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem gibi soyut anayasal vaatler yerine, seçmenin günlük hayatına dokunan somut ekonomik ve sosyal politikalar sunulmalı. Bu politikalar net bir takvim ve uygulama planıyla desteklenmeli. Örneğin, “Enflasyonu 1 yılda şu orana düşüreceğiz ve bunu şu 3 adımla yapacağız” diyebilmeliler.
Ayrıca, ittifakın lider kadrolarını ve söylemlerini gençleştirip yenilemesi, seçmene yeni bir başlangıç ve taze bir umut hissi verecektir. Dinamik ve inandırıcı siyasetçilerin ön plana çıkması ittifaka heyecan katar.
Yerel yönetimlerdeki başarıların önemi de göz ardı edilmemeli. Büyükşehirlerdeki kazanımlar, ülke geneline yayılacak bir strateji ile güçlendirilmeli. Yerelden merkeze doğru büyüyen bir siyasi vizyon, seçmenin ilgisini artıracaktır.
Bununla birlikte, ittifak sadece şehirli ve eğitimli kesimlere değil; muhafazakâr, milliyetçi ve yoksul kitlelere de hitap etmelidir. Bu kesimlerin sorunlarına özel çözümler geliştirilmesi ve ayrı bir iletişim dili kullanılması gerekir.
Bir diğer kritik nokta ise aday belirsizliği meselesidir. Bir sonraki seçim için olası aday ve geçiş süreci senaryoları erkenden netleştirilmeli. Kamuoyuna güven verecek, tartışmaları azaltacak net bir yol haritası paylaşılmalıdır. Zira, masa içi gerilimler ve aday belirsizliği önceki seçimde en büyük zararı veren faktörlerden biriydi.
Sonuç olarak; tüm bu önerilerin amacı yalnızca partileri değil, seçmeni yeniden masaya oturtmak ve onlara yeniden kazanma umudu aşılamaktır. Çünkü asıl mesele, seçmenin güvenini ve motivasyonunu yeniden kazanabilmektir.
Sağlıcakla Kalın.