

Kartal’da Delege Seçimleri: Renkler Farklı, Ama Hedef Aynı
Bütün Renkler Kardeştir
Kartal’da CHP’de delege seçimleri yaklaşırken, mahallerdeki siyasi çekişmeler ve renkli listeler gündemde. Ancak birlik, hoşgörü ve ortak hedefler hatırlatılıyor: “Bütün renkler kardeştir, gökkuşağı bir rengi eksik olsa eksik kalır.”
Evet, Kartal İlçemizde delege seçimleri yaklaşıyor…
Ve şunu söylemek gerekir ki, çoğu mahallede aynı partide, aynı amaç uğruna yola çıkan farklı gruplar yarışıyor. Bazen fikirlerimiz, yöntemlerimiz, önceliklerimiz farklı olabilir; ama unutmayalım ki hedefimiz, hayallerimiz ve özlemlerimiz birdir.
Son günlerde CHP’ye “Ana Muhalefet” değil artık “Ana Mahkumiyet”, “Ana Mağduriyet”, “Ana Mahkeme” veya “Ana Mahrumiyet” Partisi demek lazım gibi görünüyor. Mahallerde vekiller, başkan yardımcıları, iktidara yakın danışmanlar, şirket başkanları iş tekliflerini havaya savuruyor. İşin garibi, bütün renkler aslında kardeş… Ama siyasi kinaye ve politik nefret ortalığı bulandırıyor.
Beyaz ve mavi Kırmızı … İnsana güzel şeyler hatırlatan, huzur veren renkler. Tıpkı gökkuşağındaki renkler gibi; beyaz, kırmızı, mavi, yeşil, sarı… Her biri farklı ama bir araya geldiklerinde muhteşem bir uyum çıkar. Hiçbir renk diğerine üstün değildir, çünkü güzellik, çeşitliliğin bir araya gelmesiyle anlam kazanır.
Öte yandan yapıcı isimler de var: Süleyman Uzunok gibi efendi duruşuyla, insanları birleştiren, tansiyonu düşüren çağrılar yapan siyasetçiler… Tek aday, çarşaf liste önerisiyle birlik mesajı veriyor. Tebrikler başkan; böylesi dönemlerde en mantıklı yol bu.
Unutmayalım ki bugün bize düşen, ayrışmak değil, birleşmek…
Birbirimizi ötekileştirmeden, farklılıklarımızı zenginlik sayarak, omuz omuza yürümek. Gökkuşağı bir rengi eksik olsa eksik kalır; biz de birbirimizi kaybedersek, ortak hayallerimizi eksiltmiş oluruz.
Gelin, bütün renkler kardeştir diyelim, umudu büyütelim, birliği güçlendirelim…✌️
Ve unutmayalım: siyasi mizahın zekâsı, politik nefretin cehaletini mutlaka bitirecek.
Kartal’da CHP’de delege seçimleri yaklaşıyor ve mahalleler adeta birer siyaset sahnesine dönüşmüş durumda. Beyaz ve Mavi Kırmızı … Renkler, insana huzur veren, naif ve umutlu çağrışımlar yapıyor. Ama görünen o ki, siyasette bu renkler bazen kinaye ve çekişmelerin içinde kayboluyor.
Bazı vekiller, başkan yardımcıları, danışmanlar ve şirket yöneticileri iş tekliflerini havaya savuruyor. Amca oğlu, hala oğlu, kim kime destek veriyor belli değil; delegasyonda iş teklifleri adeta uçuyor. Her şey havada… Ama aslında bütün renkler kardeş, bütün yol arkadaşları aynı partide, aynı amaç uğruna yola çıkmış.
İşte bu noktada yapıcı sesler öne çıkıyor. Süleyman Uzunok gibi aklı selim çağrılar yapan, tek aday ve çarşaf liste önerisiyle tansiyonu düşüren siyasetçiler var. Efendi duruşlarıyla örnek olan bu isimler, siyasi ortamı birleştiren bir güç olarak öne çıkıyor.
Bize düşen, farklılıklarımızı ötekileştirmek değil, onları zenginlik olarak görmek ve omuz omuza yürümek. Tıpkı gökkuşağı gibi; beyaz, kırmızı, mavi, yeşil, sarı… Her biri farklı ama birlikte muhteşem bir uyum çıkar. Bir rengi eksik olsa gökkuşağı eksik kalır. Biz de birbirimizi kaybedersek, ortak hayallerimizi eksiltmiş oluruz.
Kartal’da Renkler, Gerçekler ve Delege Seçimleri
Kartal İlçesi’nde CHP delege seçimleri kapıda ve ortalık hayli hareketli. Yukarı mahallede Beyaz listeye Celebi desteği var ama kişisel gözlemlerime göre mavi liste kazanır. Cevizli’de mavi liste kazanır, Karlıktepe’de mavi liste kazanır. Diğer mahaller şu an kafa kafaya gidiyor.
Sahada birkaç gündür gözlemlediğim tablo, “Beyaz kimci, Mavi kimci, Kırmızı kimci?” sorularının ne kadar yanıltıcı olduğunu gösteriyor. Bıyık altı gülümseyerek bir cümle ile özetledim: “Asla ayrışmamız yok!” Ama gerçekte mesele sandığımızdan çok daha karmaşık.
Beyaz renk, mevcut ilçe ve belediye yönetimine verildiği için diğer renkler muhalefet olarak görülüyor. Ama Esentepe Mahallesi’nde durum tam tersi; beyaz muhalefet, kırmızı ise iktidarın listesi olarak algılanıyor. Bu sadece bir delege seçimi değil; 2023’ün rövanşı olarak da okunuyor. Renkler isim taşıyor, delegeler ise mahallerde ayrı bir kıymet olarak görülüyor.
Kartal’a gelince işler daha da ilginçleşiyor. Delegeler, “Kumanda ne derse ona selam çakıyoruz, kongrede istediğimiz adaya oy veririz” diyerek hem iktidar hem muhalefet gözdağı veriyor. Öte yandan bizler sosyal medya kahve ve cafe köşelerinde adayları belirliyoruz: “Şu maviymiş, bu beyazmış, kırmızıymış, öbürü kesin aday olacakmış…” Oysa ortada henüz “Ben adayım” diyen kimse yok. Mert Polat dışında… O da Soğanlık Yeni Mahalle’de delege seçiminde kaybederse, ona da güle güle diyeceğiz.
Asıl tablo, delege seçimlerinden sonra netleşecek. Bu demokratik bir yarış; isteyen çıkar, isteyen destek verir. Ama aşağıda para, menfaat ve güç devreye girerse iş bölünüp aşağıya iner.
Unutmayalım: Renkler değil, delegelerin özgür iradesi mi konuşacak, yoksa para, menfaat ve güç mü belirleyecek? Belki de politik siyaset adına Kartal’da en çok ihtiyacımız olan şey tam da bu: Önyargısız, özgür ve adil bir seçim tercihi.
Parti içinde gerçek mücadeleye omuz verenlere selam olsun. Çünkü renkler farklı olabilir, ama hedef bir: Demokrasi, özgürlük ve adalet.
Sonuçta siyaset bir yarış, ama yarışın özü birlik ve adaletli süreç olmalı. Siyasi mizahın zekâsı, politik nefretin cehaletini mutlaka yenecek. Kartal’da renkler belli; şimdi mesele, bu renklerin siyasete mi, çekişmelere mi boyanacağı…
Gelin, bütün renkler kardeştir diyelim, umudu büyütelim, birliği güçlendirelim. Çünkü demokrasi yalnızca sandıkta değil, omuz omuza durmakta, farklılıkları kucaklamakta ve birlikte yürümekte de var.
CHP Delege Seçimleri ve Demokrasiye Katkısı
Kartal’da CHP delege seçimleri yaklaşıyor ve mahallelerde hareketli bir süreç yaşanıyor. Bu seçimler, partinin tabanının demokratik iradesini ortaya koyması açısından büyük önem taşıyor.
Seçim süreci, tüm üyelerin sandığa sahip çıkması ve demokratik yöntemlere katılmasıyla yürütülmeye çalışılıyor. Bu süreçte, kimi iddialar gündeme gelse de, esas odak noktası demokrasi ve şeffaflık olmalı. Akraba, eş ve dost ilişkilerinden bağımsız bir yaklaşımın benimsenmesi, partinin geleceği için kritik önem taşıyor.
Bazı tartışmalı konular, örneğin iş teklifleri ve bazı çalışan maaşlarının ödenmemesi gibi iddialar, seçim ortamını hassaslaştırıyor. Ancak bu süreç, partinin tabanında hem tartışmayı hem de düşünmeyi teşvik eden bir zemin sunuyor.
Uzmanlar, seçim sonuçlarının özellikle mavi listeler ve adaylar üzerinden mahallelerin ve partinin geleceğini şekillendireceğini vurguluyor. Bu bağlamda, delege seçimleri yalnızca bir yarış değil, parti tabanının demokratik iradesini gösterme fırsatı olarak değerlendirilmeli.
Sonuç olarak, CHP delege seçimleri, farklı görüşlerin ve renklerin bir araya gelerek demokrasiye katkı sunduğu bir süreç. Önemli olan, sakin, şeffaf ve adil bir ortamın korunması ve üyelerin özgür iradeleriyle sandığa yönelmeleri.
Renkler, Gerçekler ve Delege Seçimleri
Kartal İlçesi’nde CHP delege seçimleri kapıda ve ortalık hayli hareketli. Yukarı mahallede Beyaz listeye Celebi desteği var ama kişisel gözlemlerime göre mavi liste kazanır. Cevizli’de mavi liste kazanır, Karlıktepe’de mavi liste kazanır. Diğer mahaller şu an kafa kafaya gidiyor.
Sahada birkaç gündür gözlemlediğim tablo, “Beyaz kimci, Mavi kimci, Kırmızı kimci?” sorularının ne kadar yanıltıcı olduğunu gösteriyor. Bıyık altı gülümseyerek bir cümle ile özetledi: “Asla ayrışmamız yok!” Ama gerçekte mesele sandığımızdan çok daha karmaşık.
Beyaz renk, mevcut ilçe ve belediye yönetimine verildiği için diğer renkler muhalefet olarak görülüyor. Ama Esentepe Mahallesi’nde durum tam tersi; beyaz muhalefet, kırmızı ise iktidarın listesi olarak algılanıyor. Bu sadece bir delege seçimi değil; 2023’ün rövanşı olarak da okunuyor. Renkler isim taşıyor, delegeler ise mahallerde ayrı bir kıymet olarak görülüyor.
Kartal’a gelince işler daha da ilginçleşiyor. Delegeler, “Kumanda ne derse ona selam çakıyoruz, kongrede istediğimiz adaya oy veririz” diyerek hem iktidar hem muhalefet gözdağı veriyor. Öte yandan bizler sosyal medyada ve kahve köşelerinde adayları belirliyoruz: “Şu maviymiş, bu beyazmış, kırmızıymış, öbürü kesin aday olacakmış…” Oysa ortada henüz “Ben adayım” diyen kimse yok. Mert Polat dışında… O da Soğanlık Yeni Mahalle’de delege seçiminde kaybederse, ona da güle güle diyeceğiz.
Asıl tablo, delege seçimlerinden sonra netleşecek. Bu demokratik bir yarış; isteyen çıkar, isteyen destek verir. Ama aşağıda para, menfaat ve güç devreye girerse iş bölünüp aşağıya iner.
Unutmayalım: Renkler değil, delegelerin özgür iradesi mi konuşacak, yoksa para, menfaat ve güç mü belirleyecek? Belki de politik siyaset adına Kartal’da en çok ihtiyacımız olan şey tam da bu: Önyargısız, özgür ve adil bir seçim tercihi.
Parti içinde gerçek mücadeleye omuz verenlere selam olsun. Çünkü renkler farklı olabilir, ama hedef bir: Demokrasi, özgürlük ve adalet.
CHP’de Kartal’da Renkler ve Yeni Tanımlar
Kartal’da CHP’de delege seçimleri yaklaşırken, mahalleler adeta bir siyaset sahnesine dönmüş durumda. Herkes birbirini gözlüyor, listeler tartışılıyor ve renkler konuşuyor. Ancak son günlerin gözlemi şunu gösteriyor: artık “Ana Muhalefet” demek yetmiyor, yerine “Ana Mahkumiyet”, “Ana Mağduriyet”, “Ana Mahkeme” veya “Ana Mahrumiyet” Partisi demek gerek!
Siyasi rekabet, mahalle bazında neredeyse bir spor müsabakası kıvamında. Bazı listelere destek verenler, bazı delegeler üzerinden gözdağı vermeye çalışıyor. İş teklifleri havada uçuyor, bazı çalışan maaşlarıyla ilgili iddialar gündemde. Ama esas mesele, demokrasiye ve partinin tabanına saygı.
Kartal’daki tablo bize bir kez daha gösteriyor ki, renkler ve listeler geçici; asıl olan, partinin değerleri ve üyelerin özgür iradesi. İktidar ve muhalefet kavramları, saha gerçekleriyle birleştiğinde bazen tuhaf bir hâl alıyor: İnsan kendine soruyor, “Acaba kim gerçekten mücadele ediyor, kim siyasi oyun peşinde?”
Bu süreç, bize şunu hatırlatıyor: siyasi mizahın zekâsı, politik nefretin cehaletini yenecek. Kartal’da renkler farklı olsa da, hedef aynı: özgür, şeffaf ve adil bir seçim süreci.
Sonuç olarak, CHP’de Kartal mahallerinde yaşananlar bize hem gülümsetecek hem de düşündürecek bir tablo sunuyor. Unutmayalım ki, siyaset yalnızca güç mücadelesi değil; aynı zamanda birlik, adalet ve demokrasiye sahip çıkma sanatıdır.