Cumhuriyet Halk Partisi Kartal İlçe Başkanlığı’nın ev sahipliğinde düzenlenen kahvaltı programı, kağıt üzerinde “birlik ve dayanışma” mesajı taşıyordu.
Ancak sahada yaşanan tablo, bu mesajın herkes için aynı tonda okunmadığını gösterdi.
CHP Kartal İlçe Başkanı Mert Polat’ın ev sahipliğinde gerçekleşen programa, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel de katıldı.
Salon doluydu, masalar kurulu, kahvaltı sıcaktı.
Ama partinin adı “Halk” olan yüzünde, sabah saatlerinde bir soğukluk hissedildi.
Yerel gazetecilerin canlı yayınlarını izleyen çok sayıda parti emekçisi, “Biz neden sadece izliyoruz?” sorusunu sormaya başladı.
Parası olanın salonda, olmayanın ekranda kaldığı bir tablo; sosyal demokrat iddiayla yan yana durmakta zorlandı.
İroni tam da burada başlıyor:
Sabah, kahvaltıya davet edilenler…
Öğleden sonra, İl Başkanı ziyareti için çağrılanlar…
Aynı parti, aynı gün, iki ayrı sosyoloji.
Yeni ilçe binası için yapılan bir organizasyon olabilir.
Niyet iyi olabilir.
Ama sonuç, üzülen üyeler, kırılan gönüller ve “Bu halka yakıştı mı?” sorusu oldu.
Kartal’da CHP’ye yıllarını vermiş, afiş asmış, sandık beklemiş, sokak sokak mücadele etmiş partililer adına bu tablo tepkiyle karşılandı.
Çünkü halkçılık, davetiye listesiyle ölçülmez.
Sosyal demokrasi, sofraya oturanlarla değil; sofraya çağrılmayanlarla sınanır.
GÜNESAV HABER not düşüyor:
Birlik, fotoğrafa sığmaz.
Dayanışma, yalnızca salonda olmaz.
Ve adında halk olan bir parti, üyelerini zengin–fakir, davetli–izleyici diye ayırdığında; en çok kendi hikâyesine yabancılaşır.