

🇹🇷 VATANDAŞ RIZA BAŞKAN DİYOR Kİ: “MECLİS ÇOK, SES ÇOK… PEKİ YA BİRLİK NEREDE, EY KARTAL?”
VATANDAŞ RIZA DİYOR Kİ: "MECLİS ÇOK, SES ÇOK, PEKİ YA BİRLİK NEREDE, EY KARTAL?"
Düşünüyorum da... galiba bu işler sadece düşünmekle olmuyor, harekete geçmek gerek! İşte o yüzden, düşünmekten yorulmuş bir Kartallı olarak, bugün klavyeye sarılıyorum! Son zamanlarda ne çok meclisimiz oldu öyle değil mi? Çocuk meclisi, kadın meclisi, gençlik meclisi... Sanki bir popülizm pazarı kuruldu, her köşeden bir meclis fırlıyor! Kimse kusura bakmasın, ama sadece vitrin süsü içinse, sadece "Bakın ne kadar katılımcıyız" demek içinse bu çoğalma, bırakın bu işleri!
Bizim derdimiz, "tek başına kurtuluş yok, ya hep beraber ya hiçbirimiz" sloganını sadece duvara asmak değil! Bu sloganı tek başına söyleyenler zaten mesajı anlamamış demektir. O sloganı, hep beraber söylemek, omuz omuza hissetmek gerekiyor. Aksi takdirde, o çocuk meclisi o gençlik meclisini, o kadın meclisi mahalle halkını dinlemezse, ne anlamı kalır? Kurtuluş reçetesi, o mahalle halk meclislerinde, ama gerçekten halkın sesinin çıktığı yerlerde!
Bakıyorum da... Etrafa bir sessizlik, bir duyarsızlık çökmüş. Onur’u aradım erişime kapalı. İffet kapsama alanı dışında, Şeref hattı kapatmış. Erdem, Sadık... hiçbirine ulaşılamıyor. Batan geminin malı gibi yağmaladıkları için batıyor, hepimizin içinde olduğunu söyledikleri o vatan gemisi! Boşa mı kürek çekiyoruz acaba? Bu kadar çok düşündüğümüz halde hiçbir şeyin gerçekleşmemesi düşündürücü değil mi?
Ve gelelim bilgelik meselesine: Bazen susmak bilgeliktir, doğru. Ama herkes sustuğunda, işte o zaman tehlike başlar! Cehalet sahneye çıkar ve mikrofona el koyar! Susmak konuşmaktan daha etkili olabilir ama ömür boyu susarsan ölüden farkın kalmaz. Mezar taşına, sadece birkaç cümlelik yere saklama her şeyi n'olur! Konuş! Tartış! Bir ol!
Kartal, uyanık olmalı! Popülizmin rüzgarına kapılmak yerine, temel değerlerimizi yeniden canlandırmalıyız. Demokrasi, tüm dünyanın barış içinde olması içindir, ama önce kendi kapımızın önünü süpürmeliyiz.
O yüzden diyorum ki; tekrar ayağa kalkma zamanı!
Yaşasın Kartal'da Atatürk! Yaşasın Kartal'da Cumhuriyet! Yaşasın Kartal'da CHP! Yaşasın Kartal'da GERÇEK DEMOKRASİ!
Kartal CHP Örgütünden, Rıza Başkan ...
Rıza Başkan'ın Köşe Yazısı Üzerine Düşünceler
Rıza Başkan'ın bugünkü köşe yazısında, Kartal'da artan çocuk, kadın ve gençlik meclislerinin popülizm uğruna çoğaldığına dikkat çekiyor. Ancak bu durumun arkasında yatan gerçekleri sorgulamak önemli. İşte yazının bazı ana temaları:
Birlik ve Beraberlik: "Ya hep beraber ya hiçbirimiz" vurgusu, toplumsal dayanışmanın önemini ön plana çıkarıyor. Bu sloganın yalnızca düşünmekle değil, harekete geçmekle de ilgili olduğu belirtiliyor.
İletişim Sorunları: Onur, İffet, Şeref, Erdem ve Sadık gibi kişilere ulaşamamanın getirdiği hayal kırıklığı, toplumsal bağların zayıflığını gösteriyor.
Gerçekleşmeyen Düşünceler: Düşüncelerin eyleme dönüşmemesi, "boşa kürek çekmek" gibi bir duruma yol açıyor. Bu, toplumun içinde bulunduğu durumu sorgulamak için bir fırsat sunuyor.
Cehalet ve Bilgelik: Susmanın bilgelik olduğunu belirtirken, herkes sustuğunda cehaletin öne çıktığını ifade ediyor. Bu, toplumda aktif bir ses olmanın önemini vurguluyor.
Demokrasi Vurgusu: Yazının sonunda, demokrasi ve barışın evrensel bir değer olduğu mesajı veriliyor.
Gemi Batarken Tek Başına Alkış Tutmak ve Unutulan Değerler
Rıza Başkan - Kartal'ın Muhalif Sesi
Son zamanlarda çevremize bakıyorum da, her köşede bir "meclis" tabelası belirmiş. Çocuk meclisi, kadın meclisi, gençlik meclisi... Popülist siyasetin vitrinini süsleyen, bol katılımlı, cıvıl cıvıl görünen bu yapılar, bana Kartal’ın asıl derdini unutturmaya çalışan bir tiyatro sahnesini hatırlatıyor. Oysa biz, bu kentin insanları olarak, ya hep beraber ya hiçbirimiz düsturuna inanmak zorundayız.
O meşhur sözü, "Kurtuluş yok tek başına," diye tek başına haykıran, mikrofonu eline alıp 'halkın sesi' rolüne soyunan herkes, ne yazık ki mesajın yarısını dahi anlamamış demektir. Kurtuluş, o sesi hep beraber yükseltmekte, mahalledeki komşunun derdini partinin koridorlarına taşımakta gizli.
Düşünüyorum... ne kadar çok düşünen, ne kadar çok konuşan bir toplumuz. Fakat bu kadar çok düşüncenin, bu kadar çok lafın arasında, hiçbir şeyin gerçekleşmemesi, hiçbir somut adımın atılmaması düşündürücü. Boşa mı kürek çekiyoruz? Yoksa, "hepimizin içinde olduğunu" söyledikleri o vatan gemisini, tıpkı batan geminin malı gibi yağmaladıkları için mi su alıyor?
Bugün etrafıma bakıp, en çok ihtiyacımız olan isimleri arıyorum:
Onur’u arıyorum, erişime kapalı. İffet kapsama alanı dışında, sesi soluğu çıkmıyor. Şeref hattı kapatmış, ortalıkta görünmüyor. Erdem, Sadık... hiçbirine ulaşılamıyor.
Toplumun vicdanını ayakta tutan bu temel direkler, birer birer kaybolduktan sonra, geriye kalan sadece gürültü ve popülist gösteri oluyor.
Bazen susmak bilgeliktir derler. Eyvallah. Ama herkes sustuğunda, işte o zaman cehalet sahneye çıkar, mikrofonu el koyar ve en yüksek perdeden yalanlarını haykırır. Ömür boyu susmak ise ölüden farkın kalmaması demektir. Mezar taşına sığdırılacak iki cümlelik bir miras bırakmak istemiyorsak, suskunluğumuzdan çıkıp, elimizi vicdanımıza koyarak harekete geçmek zorundayız.
Çünkü demokrasi, sadece seçim sandığından ibaret değildir. Demokrasi, tüm dünyanın barış içinde, hakkaniyetle yaşaması içindir.
Kartal'da muhalefet umut hâlâ dimdik ayakta.
Yaşasın Kartal'da Atatürk! Yaşasın Kartal'da Cumhuriyet! Yaşasın Kartal'da CHP! Yaşasın Kartal'da DEMOKRASİ!
Sayın Okurlarım,
Bugün sizlerle, içimde derin bir yankı uyandıran ve üzerinde düşünmeden edemediğim bir konuyu paylaşmak istiyorum. Kartal'da son dönemde çoğalan "meclis"ler ve "ya hep beraber ya hiçbirimiz" sözünün içini nasıl dolduracağımız üzerine kafa yoruyorum.
Popülizm uğruna sıraladığımız isimlerden öte, gerçek bir dayanışma ruhunu nasıl yakalayacağız? Mahalle halk meclisleri, bu sözün sadece duvarlarda yazılı kalmadığı, hayat bulduğu yerler olmalı. Ancak o zaman "kurtuluş reçetesi" işe yarayacak.
Düşünüyorum da...
Galiba bu işler sadece düşünmekle olmuyor. "Onur"u aradım, erişime kapalıydı. "İffet" kapsama alanı dışındaydı. "Şeref" hattı kapatmıştı. "Erdem" ve "Sadık"a ulaşılamıyordu. Bu kadar çok düşündüğümüz halde hiçbir şeyin gerçekleşmemesi gerçekten düşündürücü...
Acaba boşa mı kürek çekiyoruz? "Batan geminin malı" gibi yağmalanırken, hepimizin içinde olduğunu söyledikleri o vatan gemisi... Belki de gemiyi batıran, bu yağma kültürüdür.
Bazen susmak bilgeliktir, evet. Ama herkes sustuğunda, cehalet sahneye çıkar ve mikrofona el koyar. Bazen susmak konuşmaktan daha etkilidir, ama ömür boyu susarsan, ölüden farkın kalmaz. Mezar taşına sığacak birkaç cümleye saklama her şeyi, n'olur...
Demokrasi, tüm dünyanın barış içinde olması içindir. Bu uğurda sözümüzü söylemek, halkla birlikte hareket etmek zorundayız.
Yaşasın Kartal'da Atatürk ilkeleri!
Yaşasın Kartal'da Cumhuriyet'in kazanımları!
Yaşasın Kartal'da CHP'nin halkla kucaklaşması!
Yaşasın Kartal'da gerçek demokrasi!
🖋️ Ya Hep Beraber, Ya Hiçbirimiz
Vatandaş Rıza Başkan – Kartal CHP Örgütü Üyesi
Son zamanlarda Kartal’da çocuk meclisi, kadın meclisi, gençlik meclisi derken meclis üstüne meclis kurulur oldu.
Kâğıt üstünde güzel işler… ama bir noktadan sonra “popülizm uğruna çoğalan sesler” haline geliyor.
Oysa Kartal’da dememiz gereken şey şu olmalı:
“Ya hep beraber, ya hiçbirimiz.”
Bunu yalnız slogan diye değil, hayatın her alanında — yerken, içerken, paylaşırken — hatırlamak için söylemeliyiz.
Kurtuluş reçetesi, gösterişli salonlarda değil; mahalle halk meclislerinde yazılır.
Çünkü demokrasi, halkın katıldığı yerde anlam bulur.
🔴 “Kurtuluş yok tek başına” diyenler…
Tek başına “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” diyenler, aslında o sözün özünü anlamamış demektir.
Bu slogan, tek sesle değil birlikte söylenmek içindir.
Tek başına bağırmak değil, hep beraber yürümektir mesele.
Düşünüyorum da…
Galiba bu işler sadece düşünmekle olmuyor.
Artık harekete geçmek gerek.
📞 Onur, İffet, Şeref, Erdem, Sadık…
Onur’u aradım, erişime kapalı.
İffet kapsama alanı dışında.
Şeref hattını kapatmış.
Erdem, Sadık… hiçbirine ulaşılamıyor.
Düşünüyorum da…
Bu kadar çok düşündüğümüz halde hiçbir şeyin gerçekleşmemesi düşündürücü.
Boşa mı kürek çekiyoruz acaba?
“Batan geminin malı” gibi yağmaladıkları için batıyor o gemi…
Hepimizin içinde olduğunu söyledikleri vatan gemisi.
🕊️ Susmak mı, konuşmak mı?
Denir ki “Susmak bilgeliktir.”
Ama eğer susmak bilgelikse, bizim coğrafya neden filozof kaynamıyor?
Bazen susmak gerçekten konuşmaktan daha etkilidir.
Ama herkes sustuğunda, cehalet sahneye çıkar ve mikrofona el koyar.
Bazen susmak iyidir… ama ömür boyu susarsan, ölüden farkın kalmaz.
Mezar taşına sığacak birkaç cümlelik yere, bütün hayatını sığdırma n’olur.
🇹🇷 Demokrasi, Birlik ve Kartal Ruhu
Demokrasi yalnız ülkemizin değil, tüm dünyanın barış içinde yaşaması içindir.
Ama demokrasi; bir grup insanın değil, bir toplumun nefes almasıyla mümkündür.
Bu yüzden tekrar söylüyorum:
Ya hep beraber, ya hiçbirimiz.
❤️
Yaşasın Kartal’da Atatürk!
Yaşasın Kartal’da Cumhuriyet!
Yaşasın Kartal’da CHP!
Yaşasın Kartal’da Demokrasi!
Saygılarımla…
Sağlıcakla Kalın…
🖋️ Vatandaş Rıza Başkan
CHP Kartal Örgütü Üyesi – Halkın Sesi, Mahallenin Kalemi
Not: Bu yazımda, Kartal CHP örgütünün bir üyesi olarak, toplumsal dayanışmanın ve demokratik değerlerin önemini hatırlatıyorum. "Yaşasın Kartalda Atatürk, Cumhuriyet, CHP ve Demokrasi!" sloganlarıyla, bu değerlerin yaşatılması gerektiği vurguladım. Bu tür düşünceler, sadece bireysel değil, toplumsal bir hareketin de tetikleyicisi olabilir.