📰 Gazeteci Dernekleri Ne İşe Yarar, Gerçekten Gazeteciyi mi Korur?
yazar
Gazeteci Rıza Başkan
Tüm Yazıları

📰 Gazeteci Dernekleri Ne İşe Yarar, Gerçekten Gazeteciyi mi Korur?

YAYINLAMA:

✍️ Rıza Aydoğan – GÜNESAV Yorum

Gazeteci dernekleri, sendikalar, basın konseyleri...
Hepsinin tabelasında “özgür basın”, “hak”, “dayanışma” yazar.
Ama sokağa inip bir muhabirin elindeki mikrofonun bataryası bitse, kaçı el uzatır?

Bir gazeteci, haber takibinde gözaltına alındığında, kaç dernek gece yarısı o karakola gider?
Bir yerel gazete sansüre uğradığında, kaç sendika bildiriyi kendi manşetine taşır?
Cevap basit: Çok azı.
Çünkü bu yapılar, çoğu zaman gazetecinin değil, bürokrasinin gölgesinde yaşar.

Oysa gazetecilik bir meslek değil, bir vicdan meselesidir.
Bir basın derneği, bu vicdanı örgütlü şekilde koruyorsa anlam taşır.
Basın özgürlüğü sadece bir slogan değil, haber üreten her insanın can simididir.

Sendikalar, gazetecinin maaşını değil; haberin onurunu da korumalıdır.
Dernekler, üyelik aidatı toplayan değil; sahada mikrofon tutan, haber uğruna yıpranan gazetecinin arkasında duran kurumlar olmalıdır.

Bir köşe yazarı olarak değil, bir basın emekçisi olarak söylüyorum:
Gazeteciyi gerçekten koruyan tek güç, yine gazetecinin dayanışmasıdır.
Birbirimizin sesini kısmadan, susturulan her sesi sahiplenerek...
Ancak o zaman dernekler tabela olmaktan, sendikalar kâğıt olmaktan çıkar.

Kalemin Muhafızları: Gazeteci Dernekleri ve Sendikaları Ne İşe Yarar?

Kâğıdın üzerine düşen mürekkeple başlayan, ekranlarda parlayan pikselle devam eden bir serüvendir gazetecilik. Bu serüven, bazen güçlünün karşısında tek başına duran cesur bir kalem, bazen de karmaşık bir toplumsal olayın deşifresidir. Peki, bu "kamuoyu neferleri" kendi haklarını, özgürlüklerini ve mesleki onurunu korumak için nasıl örgütleniyor? İşte bu noktada devreye, medya ekosisteminin görünmez direkleri olan gazeteci dernekleri ve sendikaları giriyor.

Peki, nedir bu örgütlerin asli görevi? Sadece basın kartı dağıtmak veya meslektaş buluşmaları mı düzenlemek? Elbette hayır. Onların işlevi, çok daha derin ve hayati bir öneme sahip.

1. Mesleki Dayanışma ve Hak Mücadelesi

Gazetecilik, dünyanın her yerinde risklerle dolu bir meslektir. İş güvencesizliği, ücret adaletsizliği, mobbing ve hatta tutuklamalar... Gazeteci dernekleri ve sendikaları, meslektaşlarının karşılaştığı bu tür haksızlıklara karşı ilk sesi yükselten, hukuki ve maddi-manevi destek sağlayan yapılardır. Bir gazeteci işten çıkarıldığında, hakkı yendiğinde veya tehdit aldığında arkasında güçlü bir meslek örgütü bulması, yalnız olmadığını bilmek, paha biçilmez bir güvencedir.

2. Basın Özgürlüğünün Nöbetçisi

Basın özgürlüğü sadece gazetecilerin değil, demokratik toplumun tüm fertlerinin özgürlüğüdür. Gazeteci örgütleri, bu özgürlüğün en önemli savunucularıdır. Sansür girişimlerine, gazetecilere yönelik yıldırma politikalarına, ifade özgürlüğünü kısıtlayan yasalara karşı raporlar yayınlar, kampanyalar düzenler, kamuoyu oluşturur ve uluslararası arenada ses getirmeye çalışır. Onlar olmasa, basın özgürlüğüne yönelik tehditler çok daha sessiz ve tepkisiz kalabilirdi.

3. Meslek Etiğinin ve Standartlarının Bekçisi

"Habercilik" ile "enformasyon kirliliği" arasındaki ince çizgiyi çizen şey, meslek etiğidir. Gazeteci dernekleri, doğruluk, tarafsızlık, nesnellik ve kamu yararı gibi temel gazetecilik ilkelerinin korunması için çaba gösterir. Meslek içi eğitimler düzenleyerek kaliteyi artırmayı, etik ihlallerde bulunan üyelerini uyararak mesleğin itibarını korumayı hedefler. Bu, okuyucuya güvenilir haber kaynağı sunmanın da bir gereğidir.

4. Gazetecinin Sosyal Güvenlik Şemsiyesi

Sendikalar, klasik anlamda ücret pazarlığı yapmanın ötesinde, gazetecilerin sosyal haklarını güvence altına alır. Sağlık, emeklilik, işsizlik gibi konularda üyelerinin yanında olur. Özellikle dijitalleşmenin getirdiği "geçici," "freelance" çalışma modellerinde, gazetecileri güvencesizliğe karşı korumak için yeni modeller geliştirmeye çalışır.

Eleştiri ve Zorluklar

Elbette bu örgütlerin de eleştirildiği noktalar yok değil. Kimi zaman siyasi yakınlıkların mesleki tarafsızlığın önüne geçtiği, kimi zaman içe kapanık bir yapı sergiledikleri veya mesleğin tüm kesimlerini kucaklayamadıkları yönünde eleştiriler alırlar. Ancak bu, onların vazgeçilmez işlevlerini gölgelemez. Aksine, bu eleştiriler, örgütlerin kendilerini daha şeffaf, daha kapsayıcı ve daha demokratik kılma yönünde yeniden yapılandırmaları için bir fırsata dönüştürülebilir.

Sonuç: Neden Önemliler?

Bir gazeteci, tek başına ne kadar güçlü olursa olsun, örgütlü bir yapının sağladığı kolektif gücün yerini tutamaz. Gazeteci dernekleri ve sendikaları, kalemini doğruya, gerçeğe ve kamu yararına adamış her gazetecinin sırtını dayayabileceği bir kaledir. Onlar güçlü olduğunda, gazeteciler daha güvende, haberler daha özgür, kamuoyu ise daha bilgili olur. Unutmayalım; özgür basın, ancak özgür ve güvence altındaki gazetecilerle mümkündür. Ve onların özgürlüğü ile güvencesi de büyük ölçüde örgütlü olmaktan geçer.

Sağlıcakla Kalın…

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *