Bugüne Özel Galatasaray
yazar
Gazeteci Rıza Başkan
Tüm Yazıları

Bugüne Özel Galatasaray

YAYINLAMA:

GALATASARAY’IN ONURU: LIVERPOOL’A KARŞI TARİHİ GALİBİYET

Hayatta en tehlikeli durum, bir insanın, bir kurumun, bir topluluğun, bir camianın, bir milletin onuruyla oynamaktır. Onları itibarsızlaştırmaya çalışmak, hak etmedikleri şekilde saldırmak, yalan, iftira ve manipülasyon yöntemleriyle rakibinize bel altı vurmaktır. Bununla zarar vereceğinizi düşünürsünüz ama aslında yaptıklarınızın tam tersi bir etki yaratır. Örnek mi? Atatürk ve Kurtuluş Savaşı.

Bu sezon Galatasaray’ın yaşadığı da buna çok benzer bir durumdu. Taraftar, UEFA Şampiyonlar Ligi’nde büyük hayaller kurarken, bazı kilit noktalara transfer yapılamaması nedeniyle endişeliydi. Yine de Osimhen başta olmak üzere kadroya çok önemli oyuncular dahil edildi; büyük maliyetler göze alındı. Ama futbol kamuoyu, son üç haftada yaşanan hayal kırıklığı ve oyun tarzı nedeniyle, Liverpool maçından önce Sarı-Kırmızılılar için karamsar bir tablo çiziyordu.

Eintracht Frankfurt karşısında alınan farklı mağlubiyet, ligde Konyaspor ve Alanyaspor karşısında alınan puanlara rağmen gösterilen vasat futbol, Liverpool öncesi taraftarın umutlarını kırmıştı. Sosyal medyada rakip taraftarlar, çeşitli platformlarda ve troll hesaplarla Galatasaray’ı yerin dibine sokarcasına yorumlar yaptı. Hatta Liverpool karşısında ağır bir hezimet beklentisi yaygınlaşmıştı.

Ama Liverpool, dünyanın en pahalı ve en oturmuş takımlarından biri. Galatasaray ise bütçe ve kadro anlamında halen onların gerisinde. Bu nedenle çıtayı çok yükseğe koymak bir stratejik hata olurdu. Çeyrek final, yarı final, hatta final değil; önce ligde ve Avrupa’da güvenle ilerlemek gerçekçi hedefti. Asıl amaç, Şampiyonlar Ligi’ne sürekli müdavim olmak olmalıydı.

Ve Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, tam da bunu yaptı. Liverpool karşısında en ideal ilk 11’i sahaya sürdü. Sarı-Kırmızılılar, sahada mücadeleleriyle, disiplinleriyle ve enerji dolu oyunlarıyla rakiplerini şaşırttı. Defans, orta saha ve forvet hattı kusursuz bir uyum sergiledi. Buruk’un taktiksel zekâsı ve tercihleri kısa sürede sahada karşılığını buldu.

Galatasaray’ı hafife alanlar yanıldı.
Barış Alper Yılmaz’ın oyunun başında kaleci Alisson ile karşı karşıya kaldığı pozisyon, Liverpool’un kaderini belirleyen anlardan biriydi. Osimhen’in penaltı golü, Galatasaray’ın dünyada hafife alınamayacak bir güç olduğunu gösterdi. Uğurcan Çakır’ın kurtarışlarıyla savunma güvenliği sağlanırken, Singo ve Jakobs gibi oyuncular rakip yıldızlara nefes aldırmadı.

Maç boyunca Galatasaray, Liverpool’a sadece futbol oynamadı; sahada savaşarak kazandı. Tarihin en iyi Liverpool kadrolarından biri karşısında, Aslanlar haddini bilerek değil, haddini bildirerek oynadı. Savunma hatlarıyla rakibi kontrol ederken, hücumda kontrataklarıyla etkili oldu. Taraftarın enerjisi, tribünlerdeki coşku, sahaya direkt yansıdı. Ali Sami Yen ruhu adeta Rams Park’ta yeniden hayat buldu.

İngiliz basını da şaşkın.


BBC Spor, Guardian, Times ve Independent gazeteleri, Galatasaray’ın performansını geniş yer verdi. Guardian, “Galatasaray, Liverpool’u oynatmadı” yorumunu yaptı. Times ise, “Arne Slot’un takımı Galatasaray karşısında ezildi” dedi. Daily Telegraph, Osimhen’in gücünü ve penaltı performansını öne çıkardı. İngiltere basını bile, Sarı-Kırmızılıların kararlılığını ve disiplinini kabul etmek zorunda kaldı.

Galatasaray’ın zaferi sadece üç puan değil.
 

Bu galibiyet, takımın moralini yükseltti, taraftara güven verdi ve Şampiyonlar Ligi’nde Galatasaray’ın yoluna emin adımlarla devam edeceğini gösterdi. Okan Buruk’un taktik zekâsı, oyuncuların sahadaki özverisi ve tribünlerin muazzam desteği birleşince, Liverpool gibi bir devi dize getirmek mümkün oldu. Bu maç, Sarı-Kırmızılı camianın onurunun ne kadar değerli olduğunu tüm dünyaya gösterdi.

Galatasaray, sahada sadece mücadele etmedi, tarih yazdı. Bu oyun, sadece bir galibiyet değil; bir onur dersiydi.

Bugün, sadece üç puanın, hatta sadece Şampiyonlar Ligi'ndeki bir galibiyetin çok ötesinde bir şey yaşadık. Bugün, bir onurun, bir ruhun, bir kimliğin tüm dünyaya ilan edildiği bir gün oldu. Adına "Galatasaray" denen o efsanevi çınar, köklerinden yeniden fışkıran bir güçle, "Cehennem"in tam da kalbinde, bir devi devirdi.

Geçtiğimiz haftaların hayal kırıklıkları, eleştiriler ve içeriden-dışarıdan yükselen gürültüler, dün gece Rams Park'ta, o sahaya çıkan 11 aslanın ve onları bir yedinci oyuncu gibi sırtlayan milyonların azmi karşısında eriyip gitti. Frankfurt mağlubiyetinin ardından herkes, "Liverpool'dan ne yeriz?" sorusunu sorarken, Okan Buruk ve öğrencileri, "Biz onlara ne yaparız?" sorusunun cevabını sahada verdiler.

Bu, sıradan bir futbol maçı değildi. Bu, bir manifesto, bir varoluş mücadelesiydi. Rakibinizin bütçesi sizinkinin beş katı, kadrosu dünyanın en pahalı yıldızlarıyla dolu, unvanları saymakla bitmiyorken, sizin sahip olduğunuz tek ve en değerli şeyi hatırladı Galatasaray: Onurunu ve Gururunu.

Ve o onuru, kusursuza yakın bir takım performansıyla savundular. Okan Buruk, tüm eleştirilere, tüm baskılara kulaklarını tıkayıp takımını "fabrika ayarlarına" döndürdü. Formda olmayan yıldızı değil, mücadele edeni oynattı. Sahanın her metrekaresinde, her topsuz mücadelede, her müdahalede Galatasaray'ın tarihten gelen o asil hırçınlığını ve zekasını gördük.

İlkay Gündoğan'ın dehası ve sakinliği, Torreira'nın yüreği, Lemina'nın gücü, Barış Alper'in bitmek bilmeyen enerjisi, Singo'nun cesareti, Jakobs'un disiplini, Abdülkerim ve Davinson'un demir iradesi ve nihayetinde Uğurcan Çakır'ın devleşen kolları... Hepsi, tek bir vücut, tek bir akıl olmuştu. Ve bu kolektif ruhun başında, Victor Osimhen gibi dünya çapında bir forvet, penaltıyı gole çevirip takımının zafer inancını mühürledi.

Bu zafer, sadece Liverpool'u yenmek değildi. Bu zafer, kendi karanlığımızdan çıkıp kendi ışığımızı yeniden yaktığımız andı. Beşiktaş derbisi öncesi moral bulmak, Avrupa'da üç puanla yeniden hayata dönmek, en önemlisi de "Biz kimiz?" sorusuna verilmiş en net cevaptı.

Tüm rakiplere, tüm "troll" ordularına, tüm beklentilere inat, Galatasaray dün gece şunu haykırdı: "Haddimizi bilmedik, haddimizi bildirdik!"

Bu galibiyet bir sonuç değil, bir başlangıç olmalı. Bu ruh, bu azim, bu akıllı oyun, artık bu takımın mihenk taşı olmalı. Liverpool'u yenebilen bir ekip, ligde ve Avrupa'da kimden korkar?

Bugün, Galatasaraylı olmanın gururunu, onurunu ve tarifsiz hazzını hep birlikte yaşıyoruz. Bu gece, sadece futbol kazanmadı. İnanç kazandı, cesaret kazandı, onur kazandı.

Helal olsun bu şanlı forma için savaşan herkese! Bu gece, tarih yine Sarı-Kırmızı renklerle yazıldı.

Koca bir dev yıkıldı İstanbul'da, adı Galatasaray!

Sağlıcakla Kalın…

 
 
 
 
 
 
 

 
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *