Siyaset, Körler ve Fil: CHP'de Demokrasi ve Doğruyu Arama Üzerine Bir Manifesto
yazar
Gazeteci Rıza Başkan
Tüm Yazıları

Siyaset, Körler ve Fil: CHP'de Demokrasi ve Doğruyu Arama Üzerine Bir Manifesto

YAYINLAMA:

Nepotizmden Derealizasyona: Parti İçinde "Yaşa Tek Adam!" Diyenler, Pir Sultan'ın "Bozuk Düzende Sağlam Çark Olmaz" Sözünü Hatırlasın!

"Siyaset aile boyu zenginleşme aracı değildir!" Siyaset; dayım, teyzem, amcam, kuzenim, oğlum ya da kızım zengin olsun diye yapılmaz. Siyaset; vatandaşın, esnafın, işçinin, emeklinin, engellilerin sorunlarına çözüm bulmak için yapılır. Yüksek bir makamda bulunan namuslu bir insan, görev süresi sona erdiği zaman zengin değil, saygın bir insan olmalıdır.

Peki, biz ne yapıyoruz?

Biz CHP’li “aslan” sosyal demokratlar; demokrasi demokrasi diye bağırırız, mücadele ederiz ama ilçe kongrelerinde bile oylamayı tüzüğün önerdiği çarşaf liste yerine önerge ile zorlayarak blok listeyle yaparız. Seçme ve seçilme hakkını sınırlarız. Mahallesinde, ilçesinde parti içi demokrasiye sahip çıkmayan bir üye, ülkede demokrasi iddiasında cılız kalır. Üzerine bir de yerel yönetimlerin kamu gücü tahakkümü altına girmişse, o üyeye geçmiş olsun! Hep bir ağızdan “yaşa tek adam!” diye seslenir olduk.

Siyasetin Amacı: Siyaset, bireylerin zenginleşmesi için değil, toplumun sorunlarına çözüm bulmak için yapılmalıdır. Yüksek makamda olan kişiler, görev süreleri sonunda saygın birer insan olmalıdır.

Parti İçi Demokrasi: CHP içinde demokrasi vurgusu yapılmasına rağmen, ilçe kongrelerinde çarşaf liste yerine blok liste uygulanması, seçme ve seçilme haklarının kısıtlanması gibi durumlar eleştirilmektedir. Bu, parti içindeki demokrasi anlayışının zayıflığına işaret etmektedir.

Nepotizm ve Kamu Gücü: Nepotizm ve yerel yönetimlerin kamu gücü tahakkümü, partinin iç işleyişini olumsuz etkileyen unsurlar olarak belirtilmektedir.

Körler ve Fil Hikayesi: Bu hikaye, farklı bakış açılarıyla gerçeğe ulaşmanın önemini simgeler. CHP'nin sadece üst düzey yöneticilerinin bakış açısıyla hareket etmemesi, farklı katmanlardaki görüşleri de dikkate alması gerektiği vurgulanmaktadır.

İstişare ve Farklı Fikirler: Hızlı ve doğru kararlar almak için istişare yapılması gerektiği, farklı fikirlerin çatışmasının gerçeği ortaya çıkaracağı ifade edilmektedir. Namık Kemal'in sözüyle desteklenmektedir: “Gerçek, fikirlerin çatışmasından doğar.”

Hz. Ali’nin Öğütleri: Hz. Ali'nin çocuklarla olan ilişkileri ve istişare konusundaki öğütleri, toplumsal ilişkilerde hoşgörüyü artırmak için örnek gösterilmektedir.

Sonuç: Doğru bilgiye ulaşmak için farklı bakış açılarına ihtiyaç vardır. Parti içindeki herkesin, her düşüncenin değerlendirildiği bir ortam yaratılması gerektiği vurgulanmaktadır.


💬 @GencDelege:

“Çarşaf listeye blok atanlar demokrasiyi nevresim takımı sanıyor.”

💬 @Belediye Çalışanı:

“Belediye arabası yanımdan boş geçiyor, sosyal belediyecilik bu mu?”

💬 @CHPEmekcisi:

“İçeride eleştiri yapamayan dışarıda muhalefet yapamaz.”

💬 @MizahSever:

“Körler, sağırlar birbirini ağırlar; biz hâlâ aynı hikâyeyi anlatıyoruz.”

💬 @GencSosyalDemokrat:

"Demokrasi çarşaf listeyle başlar, blok listeyle biter."

💬 @MahalleDelege:

"Müdür arabayla gidiyor, ben otobüse binemiyorum. Sosyal belediyecilik bu mu?"

💬 @CHPSemt:

"Siyaset aile boyu zenginleşme paketi değildir, tek kişilik sorumluluk paketidir."

💬 @MizahciYazar:

"Çarşaf listeye blok koyanlar, demokrasiyi nevresim takımı sanıyor olabilir."

Nepotizm, aile şirketi gibi belediyecilik: “Kuzenler listede mi?”

Çarşaf liste = Demokrasi, Blok liste = Monarşi.

Belediye arabası vatandaşa açık mı? Test sürüşü mü yapıyoruz?

Delegelik, köyde çoban değişimi gibi: kararı köylü verir, koyunlar değil.

"Siyaset Aile Boyu Zenginleşme Paketi Değildir!"

Siyaset, aile boyu zenginleşme aracı değildir! Dayımız, teyzemiz, amcamız, kuzenimiz, oğlumuz ya da kızımız zengin olsun diye yapılmaz. Siyaset; vatandaşın, esnafın, işçinin, emeklinin, engellilerin sorunlarına çözüm bulmak için yapılır. Yüksek bir makamda bulunan namuslu bir insan, görev süresi sona erdiğinde zengin değil; saygın bir insan olmalıdır.

🧩 Parti İçi Demokrasi Krizi

Biz CHP’li “aslan” sosyal demokratlar; demokrasi diye bağırır, mücadele ederiz. Ama ilçe kongrelerinde bile tüzüğün önerdiği çarşaf liste yerine, önergeyle blok liste yaparız. Seçme ve seçilme hakkını kısıtlarız. Mahallesinde ve ilçesinde demokrasiye sahip çıkmayan üye, ülkede demokrasi iddiasında cılız kalır.

Absürt Bir Senaryo: "Son Şans" Çağrıları ve Unutulanlar

Bir otobüs davası... CHP, ülkede seçim oldu mu ilçelerde, yöresel derneklere, STK’lara çağrıda bulunuyor: "Gelin, son seçim, son şans!" Ancak dernekler, belediyelerden köylüleri için (Kartal Belediyesi hariç) mağdur bırakılıyor. Sonra hak, hukuk, adalet? Hadi canım sende! Diyoruz ve her şeyi not ediyoruz. Hep derim: Yerken içerken bizi unutanlar, başları sıkıştığında "ya hep beraber ya hiç birimiz" diyenlerdir. Seçim zamanı gereken yapılacaktır; kimse gücümüzü hafife almasın. Gücümüz birliğimizden gelir.

Müdürlerin altında arabalar... Bu değirmenin suyu nereden geliyor, arkadaşlar? Ayrıca, belediye personelini gördüğü zaman, özellikle şoförleri almak zorunda olmalı. Sosyal belediyecilik, derman belediyecilik bunu gerektirmektedir.

Nepotizm ve Derealizasyon: Gerçeklikten Kopuş

Nepotizm, bir kurum içinde akrabalara, yakınlara ayrıcalık tanımaktır. Derealizasyon ise kişinin gerçek dünyadan kopup kendi benliğinden uzaklaştığı bir bozukluktur. Bu iki kavram, maalesef iç içe geçmiş durumda. Parti yönetimleri, kendi gerçekliklerini yaratarak halkın gerçek sorunlarından uzaklaşıyor, bir nevi derealizasyon yaşıyor.

Nepotizm: CHP versiyonu: “Kuzenler, yengenin oğlan, damatlar listede var mı?”

Parti İçi Demokrasi: Çarşaf listeye bakıyoruz, sonra blok listeden seçiyoruz.

Belediye Arabaları: Test sürüşüne açık. (Ama vatandaş binebilir mi? Orası sürpriz.)

Delegelik: “Köyde çoban değişecekse köylüler karar verir, koyunlar değil” ama CHP’de karar veren hâlâ mahkeme mi, yoksa patron katı mı belli değil…

Kör Adamlar ve Fil Hikayesi: Doğruyu Bulmanın Yolu

Dört kör adama fili tarif ettirirler; biri kuyruğu tutar “ip bu!” der, diğeri kulağı tutar “halı bu!” der.
Hikayeyi geliştirirsek; herkes farklı organları tutup, tarif ettikçe son tarif gerçeğe yaklaşır.

CHP Kartal’da patron katından bakarak “her şey yolunda” diyemez.
Kat kat aşağı inip en alt kattaki işçiye kadar sorup dinlemek, dışarıdan gözlem almak gerekir.
Gerçeğe en yakın bilgiye böyle ulaşılır.

Dört kör adama fili tarif ettirirler; biri kuyruğu tutar “ip bu!” der, diğeri kulağı tutar “halı bu!” der. Hikayeyi geliştirirsek; herkes farklı organları tutup, tarif ettikçe son tarif gerçeğe yaklaşır. CHP Kartal’da patron katından bakarak “her şey yolunda” diyemez. Kat kat aşağı inip en alt kattaki işçiye kadar sorup dinlemek, dışarıdan gözlem almak gerekir. Gerçeğe en yakın bilgiye böyle ulaşılır. Namık Kemal: “Bârika-i hakikat, müsâdeme-i efkârdan doğar.” (Gerçek, fikirlerin çatışmasından doğar.)

Namık Kemal: “Bârika-i hakikat, müsâdeme-i efkârdan doğar.”
(Gerçek, fikirlerin çatışmasından doğar.)

Hızlı ve doğru kararlar için 4 kör adamla fil hikayesini bilirsiniz. Her biri filin farklı bir yerini tutar ve fili sadece o kısımdan ibaret sanır. Peki ya bu kör adamların sayısını, filin tüm organlarını tutacak kadar artırsak ve sürekli yer değiştirterek tarif etmelerini istesek? Sonunda hepsi, tüm tarifleri birleştirerek gerçeğe en yakın tanıma ulaşacaktır.

İşte doğru budur. Doğru, kimsenin tekelinde değildir. Doğru bilgiye ulaşmak için hayata farklı pencerelerden bakmak gerekir.

Kartal Örneği: Patron Katından Sokağa İnmek

Cumhuriyet Halk Partisi Kartal, sadece patron katından bakarak işleri anlayamaz. Bir kat aşağı inip yöneticilerin penceresinden baksa da bu eksik kalır. En doğru bilgi için en üstten en alt katta çalışana, hatta dışarıdan bakan esnafa, vatandaşa sormak gerekir. Küreselleşen dünyada hızlı ve doğru karar almanın en kestirme yolu istişaredir. Hep aynı insanlarla değil, farklı fikirlerle...

Vatan şairi Namık Kemal ne güzel söylemiş: “Bârika-i hakikat, müsâdeme-i efkârdan doğar.” (Fikirlerin çarpışmasından hakikatin şimşeği doğar.)

🚗 Belediye Arabaları – Değirmenin Suyu Nereden Geliyor?

Müdürlerin altında lüks arabalar, belediye personeli vatandaşı görmezden geliyor. Oysa sosyal belediyecilik, derman belediyecilik bunu gerektirmez mi? Belediye şoförü personel, görünce aracına almak zorunda olmalı.

🚌 Otobüs Davası ve Dernekler

CHP seçim zamanı gelince derneklere, STK’lara çağrı yapar: “Bu son seçim, bu son şans!” Ama seçim bittikten sonra köylüler, dernekler, mahalleler bir bir mağdur edilir. Not tutulur, hafızalara yazılır. Ben hep derim: “Yer, içerken bizi unutanlar; başı sıkışınca ‘ya hep beraber ya hiç birimiz’ derler.” Seçim zamanı ne yapılacağı belli olur, kimse gücümüzü hafife almasın. Gücümüz birliğimizden gelir.🚌 Otobüs Davası ve Dernekler

CHP seçim zamanı gelince derneklere, STK’lara çağrı yapar: “Bu son seçim, bu son şans!” Ama seçim bittikten sonra köylüler, dernekler, mahalleler bir bir mağdur edilir. Not tutulur, hafızalara yazılır. Ben hep derim: “Yer, içerken bizi unutanlar; başı sıkışınca ‘ya hep beraber ya hiç birimiz’ derler.” Seçim zamanı ne yapılacağı belli olur, kimse gücümüzü hafife almasın. Gücümüz birliğimizden gelir.

Hz. Ali'nin Öğüdü: İstişare ve Sözün Gücü

Keşke düşmanlarımıza sorma cesaretimiz olsa: "Beni sırf muhalif olduğum için neden sevmiyorsunuz?" Ne diyordu Hz. Ali: “Çocuklarınızla 7 yaşına kadar oynayın, 15 yaşına kadar arkadaş olun, 15 yaşından sonra ise istişare edin.” Hiçbirimiz ondan daha zeki değiliz. Bu öneriyi ciddiye almalıyız.

Yine Hz. Ali'den bir söz: “Laf insanın ağzındayken ona sen hükmedersin; ağızdan çıktı mı, o sana hükmeder.” Bu yüzden kelimeleri özenle seçmeli, düşünerek konuşmalıyız.

 Çobanı Köylü Mü, Koyunlar Mı Seçer?

Nepotizm, aile şirketi gibi belediyecilik: “Kuzenler listede mi?” Çarşaf liste = Demokrasi, Blok liste = Monarşi. Belediye arabası vatandaşa açık mı? Test sürüşü mü yapıyoruz? Delegelik, köyde çoban değişimi gibi: kararı köylü verir, koyunlar değil.

Her bireye, her düşünceye ihtiyaç duyulan bir dönemdeyiz. Kimseyi kırmaya, incitmeye kalkışanın altında kalır; yazık olur. Tüm enerjimizle CHP’nin iktidarı için birlikte mücadele edeceğiz.

Ancak unutmayalım: “Bir köyde çoban değişecekse, buna köylüler karar verir, koyunlar değil.” CHP'de ise yönetim değişecekse, buna delegeler karar verir, mahkeme kararları değil. Nokta.

Şükrü Genç'e sahip çıkmayanlar! Daha düne kadar iktidarın mahkemelerinin kararlarını "siyasî" diyenler, bugün bir mahkeme kararını sevinçle karşılıyor. Ne garip bir durum! Körler sağırlar, birbirini ağırlar.

🎭 Pir Sultan Abdal Uyarısı

“Bozuk düzende sağlam çark olmaz.” Ve o meşhur dizesi: “İlle dostun bir tek gülü yaralar beni.” 🌹 Bazen en çok da dostların eleştirisi yaralar. Ama hakikat yarası iyileştirir.

“Bozuk düzende sağlam çark olmaz.”

Ve o meşhur dizesi:

“İlle dostun bir tek gülü yaralar beni.” 🌹

Bazen en çok da dostların eleştirisi yaralar.
Ama hakikat yarası iyileştirir.

500 yıl önce Pir Sultan Abdal ne demişti? "Bozuk düzende sağlam çark olmaz."

Pir Sultan Abdal'ım can göğe ağmaz
Hak'tan emrolmazsa rahmet yağmaz
Şu ellerin taşı hiç bana değmez
İlle dostun bir tek gülü yaralar beni...

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *