Beceriksiz Muhalefet, İktidarın Ömrünü Uzatır: Türkiye’de Sessizlik Siyaseti ve Yoldaşlığın İhaneti
yazar
Gazeteci Rıza Başkan
Tüm Yazıları

Beceriksiz Muhalefet, İktidarın Ömrünü Uzatır: Türkiye’de Sessizlik Siyaseti ve Yoldaşlığın İhaneti

YAYINLAMA:

“Olağanüstü iddialar, olağanüstü kanıtlar gerektirir. Ben karşının muhalefetiyim.
Çünkü beceriksiz muhalefet, halkın yarınını çalarak iktidarın dününü uzatır.”

Türkiye siyasetinde uzun süredir gözlenen en temel paradokslardan biri, muhalefetin işlevini yerine getirme biçimidir. Teoride muhalefet, iktidarı denetleyen, alternatif üreten ve demokrasiyi tamamlayan bir güçtür. Ancak pratikte, muhalefet çoğu kez iktidarın gölgesinde eriyerek halkın beklentilerini karşılamaktan uzaklaşmıştır.

Sessizliğin İhaneti

Meydanlarda radikal eleştiriler yapan siyasetçilerin, parlamentoda aynı kararlılığı göstermemesi, halkın vicdanında derin yaralar açmaktadır. Habermas’ın kamusal alan teorisi, halkın gözünün önünde verilen sözlerle karar mekanizmalarındaki suskunluk arasındaki kopukluğu bize anlatır.

Bugün Türkiye’de muhalefet, özgürlük ve demokrasi söylemini sıkça dillendirse de, iktidarın sınırlayıcı düzenlemeleri karşısında güçlü bir direnç göstermemektedir. Bu durum, Gramsci’nin hegemonya kavramı ile açıklanabilir: iktidar, muhalefeti kendi sınırları içinde tutarak onu meşrulaştırıcı bir aparata dönüştürmektedir.

Koltuğun Ucuz Kirası: Suskunluk

Memlekette siyaset sahnesi kalabalık… Kostümler parlak, cümleler ezber… Ama yanlışlar konuşulacak olduğunda, birden kulaklar sağırlaşır, diller tutulur, gözler yere düşer.

Halkın karşısında mangalda kül bırakmayanlar, kuliste “aman ses etme” diye fısıldaşır.
Oysa “Susmak, koltukların en ucuz kirasıdır.”

Doğrunun yanında durmak yürek ister. Ama koltuk sevdalıları bilir ki, doğrular oy kaybettirir; suskunluk ise koltuğu büyütür. Böylece yanlış yapan kadar, yanlışa sessiz kalan da tarihin öfkesini büyütür.

Yoldaşlığın İhaneti

Devrim yolu, konforlu koltuklarda değil; tozlu meydanlarda, yağmur altında atılan sloganlarda yürünür. Ancak bazıları için “yoldaş” sadece seçim zamanı yan yana poz verilen figürandır.

Bir zamanlar yumruk sıkanlar, bugün protokolde kravat düzeltiyor. Halk için mücadeleyi, kişisel marka reklamına çevirenler, ihanetin kitabını yazıyor.

Unutulmasın:

Gerçek yoldaş, zor gün dostudur.

Gerçek devrimci, koltuk için yoldaşını satmaz.

Hırsını yenemeyen, halkı yenilgiye mahkûm eder.

Ve bilinmeli ki, ihanetin en zehirlisi sofranda ekmek yiyen elden gelir.

Sonuç: Gerçek Muhalefet Halktadır

Türkiye’de muhalefet, iktidarın alternatifi olmaktan çok tamamlayıcısı haline gelmiştir. Ancak halk, sandıkta ve sokakta bu sessizliği not etmektedir. Çünkü siyasetçinin dili değil, sessizliği onu ele verir; ihanetin en sessiz hali susmaktır.

Ben karşının muhalefetiyim. İktidarın gölgesinde eriyen, halkın çıkarını retorikten ibaret gören bu anlayışın karşısında…
Çünkü gerçek muhalefet, halkın iradesinde ve tarihsel mücadele deneyiminde büyür.

Ve unutmayalım:
“Yanlışa sessiz kalan, yalanın ortağıdır.
Koltuk sevdalıları gider, halk kalır.
Hırs biter, mücadele sürer.”

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *