Depremle Yaşamak: Alışmak mı, Teslim Olmak mı?
Nuran Alpatay – Köşe Yazısı
Depreme alışmak...
Ne tuhaf bir cümle bu.
Sanki alışılacak bir şeymiş gibi.
Oysa her sarsıntıda yüreğimizin altı üstüne geliyor; Balıkesir’in sokaklarında bile korkunun sesi yankılanıyor.
Bir titreşimde kalplerimiz birbirine çarpıyor, çocukların gözleri korkuyla büyüyor. Artık hiçbirimiz evde yalnız kalamıyoruz. Bir kapı gıcırtısı, bir araba sesi, hatta rüzgârın uğultusu bile deprem gibi geliyor kulağımıza.
Televizyonlar konuşuyor, uzmanlar anlatıyor, Türkiye izliyor...
Ama kimse bizim o an hissettiğimiz çaresizliği, evin içinde yankılanan o sessiz paniği bilemez.
Herkesin içinde aynı soru:
“Bir daha olursa ne yapacağız?”
Sarsıntının Ardındaki Sessizlik
Belki de bu ülkenin en trajikomik yanı bu — biz depremle yaşamayı öğrenmek zorundayız.
Ama bu, basit bir “yaşam becerisi” değil.
Depremle yaşamak, sadece duvarların değil, kalplerin de çatladığı bir süreçtir.
Balıkesir günlerdir diken üstünde.
Bir sarsıntı oluyor, ardından uzun bir sessizlik…
İnsanlar birbirine bakıyor: “Hissettin mi?”
Ama asıl soru içimizde yankılanıyor:
Bu korku ne zaman dinecek?
Evlerde Uyku Yok
Çocuklar annelerinden ayrılmak istemiyor, kapı önlerinde çantalar, battaniyeler, su şişeleri bekliyor.
Televizyonlarda “panik yapmayın” deniyor ama kalp ne anlar panik yapmamayı?
Zemin sallanırken, mantık da yerinden oynar.
Kimi arabasında sabahlıyor, kimi dua ediyor, kimi komşusunun kapısını çalıyor.
Ama bir şey değişmiyor: Herkesin içinde aynı korku, aynı endişe, aynı bekleyiş.
Birlikte Güçlü Kalmak
Deprem sadece yerin altını değil, insanların birbirine olan güvenini de sarsıyor.
Bir anda hatırlıyoruz aslında ne kadar kırılgan olduğumuzu.
Ve belki de en acı tarafı şu:
Biz depremi konuşmayı bile, ancak deprem olduktan sonra hatırlıyoruz.
Oysa önlem almak, dayanışmak, birlikte güçlü kalmak,
“depremle yaşamak”tan çok daha anlamlı bir yol.
Çünkü yaşamak, sadece nefes almak değildir;
Birbirine umut vermektir,
Birbirinin elini tutmaktır,
Çocukların gözlerinden korkuyu silebilmektir.
Deprem bize her seferinde aynı gerçeği hatırlatıyor:
Hayat bir anda değişebilir,
Ama insan sevgisi ve dayanışma hiç sarsılmamalı.