GünesavHaber GÜNDEM HABERLERİ İstanbul'un Geleceği: Kanal İstanbul ve Sazlıbosna Projelerine Yönelik Yükselen Tepkiler!

İstanbul'un Geleceği: Kanal İstanbul ve Sazlıbosna Projelerine Yönelik Yükselen Tepkiler!

İstanbul'da gerçekleştirilen Kanal İstanbul ve Sazlıbosna projelerine karşı çıkan çevre savunucuları, bir basın toplantısı düzenleyerek, bu projelerin yer altı su kaynakları ile tarım alanlarına zarar vereceği endişesini ifade etti. Aktivistler, sosyal konut projelerinin aslında rant amaçlı olduğunu belirterek, yasal süreçleri izleyeceklerini ve su ile yaşam hakkını savunacaklarını açıkladı. Eyleme katılan çevre mühendisleri ise projelerin bilimsel temellerinin zayıf olduğunu dile getirdi. Katılımcılar, mücadelelerini sürdüreceklerini ve toplumsal dayanışmanın önemini vurguladılar.

Kanal İstanbul ve Sazlıbosna projelerine karşı gösterdiğimiz tepkileri sürdürmekte kararlıyız. Bu kapsamda, uzun zamandır bu projenin doğa, insan yaşam alanları, su kaynakları ve geleceğimiz üzerindeki olumsuz etkilerine karşı mücadelenin öncüsü rolündeyiz. Birçok insanın hayatını tehdit eden bu projenin insan ve çevre üzerindeki yıkıcı etkileri kaçınılmaz olarak gözler önüne serilmektedir.

Kanal İstanbul Projesinin Barındırdığı Riskler

Kanal İstanbul projesi, İstanbul’un ekolojik dengesinde ciddi bozulmalara yol açma potansiyelini barındırmakta. Çevre aktivistleri, bu projenin doğal yaşamı olumsuz etkileyerek, insan yaşamını tehdit edecek sonuçlar doğuracağını savunuyor. Proje neticesinde su yollarının tamamen değişmesi, tarımsal alanların yok olması ve doğal yaşam alanlarının ciddi şekilde tahrip olması bekleniyor. Aynı zamanda, proje ile bağlantılı olarak düzenlenen Sazlıbosna Planları da büyük riskler taşıyor. Bu projelerin etkisi altında kalan Sazlıdere Barajı havzası, İstanbul’un içme suyu kaynakları açısından da büyük bir tehdit oluşturarak tarım arazilerinin geri dönülmez bir biçimde zarar görmesine sebep olabileceği öne sürülüyor.

İtiraz Sürecinin Gelişimi ve Toplumsal Hareket

Halk olarak, Sazlıbosna projeleri ve yeni inşaat alanları konusunda itirazlarımızı dillendirmek amacıyla Halkalı'da bir araya geldik. Bu toplantı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü önünde gerçekleştirilen basın açıklamasıyla taçlandırıldı. Bireysel itiraz dilekçelerimizi hazırlayarak ilgili makama teslim ettik ve kayıtlarımızın alındığını bildirdik. Böylece, resmi süreç başlamış oldu. Kent savunucuları olarak, bu itiraz sürecinin yalnızca mevcut duruma özgü olmadığını vurgulayarak, hukuki yollara başvurup her bir aşamayı titizlikle takip edeceğimizi belirttik; gerektiği takdirde mahkemeye başvuracağımızı da ifade ettik.

Eylemde söz alan Çevre Mühendisi Çağla Aydın, hazırlanan raporların bilimsel temellere dayanmadığını ve teknik alt yapı açısından eksik olduğunu ifade etti. Planların, ilgili kurumlarla görüş alınmadan hazırlandığını ve bunun planlama ilkelerine aykırılık oluşturduğunu vurguladı. Sazlıbosna’nın su havzalarının iptal edilmesinin planlama açısından gereksizlik taşıdığını dile getiren Aydın, bu durumun şehrin içme suyu kaynaklarının yapılaşmaya açılmasına yol açtığını ve bu konuda büyük endişeler taşıdıklarını belirtti.

Hazırlanan Raporların Bilimsel Temellere Dayanmaması

Çevre Mühendisi Çağla Aydın, konuyla ilgili yaptığı konuşmada, mevcut raporların yeterli bilimsel veri ve analizlerden yoksun olduğunu dile getirerek, bu durumun şehir planlamasında ciddi aksaklıklara yol açabileceğini açıkladı. İlgili kurumlarla iş birliği olmadan hazırlanan bu belgelerin, gerçek ihtiyaçların göz önünde bulundurulmadan oluşturulduğunu ifade etti. Ayrıca, su havzalarının iptal edilmesinin şehir için uzun vadede ciddi sorunlara yol açabileceğini vurguladı. Su kaynaklarının korunmasının hayati öneme sahip olduğunu belirten uzman, bu konuda dikkatli adımlar atılması gerektiğini ortaya koydu. Söz konusu planların, teknik altyapı eksiklikleri ve yetersiz veri göz önüne alındığında, çevresel sürdürülebilirlik açısından sorgulanması gerektiğine işaret etti.

Toplumun Ortak Mesajı ve Dayanışma

Toplumun farklı kesimlerinden bireyler, Kanal İstanbul Projesi ve Sazlıbosna planlarına karşı durmak üzere birleşerek güçlü bir dayanışma gösterdiler. Su ve barınma gibi temel haklarının korunmasına yönelik olarak yapılan ortak eylem, bu konuda toplumun birlikteliğini gözler önüne serdi. İnsanlar, “Ya Kanal Ya İstanbul” sloganları atarak, kaynakların paylaşımı ve çevresel sürdürülebilirlik konularında kararlılıklarını bir kez daha vurguladılar. Kanal İstanbul Koordinasyonu, DEM Parti Başakşehir İlçe Örgütü ve çeşitli medya kuruluşları da bu projenin durdurulması amacıyla düzenlenen eylemde aktif rol aldılar. Topluluğun güçlü bir mesaj vermesi, gelecekteki mücadeleler açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Birlikte hareket etmenin ve dayanışmanın önemini hatırlatan bu etkinlik, söz konusu konularla ilgili daha geniş bir hareketin fitilini ateşleyebileceği öngörülüyor.

Bu eylemler üzerinden, geleceği korumak için birlikte çaba göstereceğimizin altını çizerken, toplumsal dayanışmanın ve ortak mücadelenin değerini de anlayarak ilerleyeceğiz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *