Topraklarımızı Vermiyoruz kampanyası, maden şirketlerinin faaliyetlerine direnen yerel toplulukların güçlü bir mücadelesi olarak dikkat çekmektedir. Bu kampanya, yakın zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde çeşitli görüşmelere katılarak, maden ruhsatlarının kaldırılması adına yetkililerle iletişim kurma çabası içerisindedir. Özellikle Gümüşhane ilinde, topraklarının büyük bir kısmı maden şirketleri tarafından ruhsatlandırılan yerel halkın kaygıları giderek artmaktadır. Kampanya, çevre sorunlarına ve yerel halkın haklarının korunmasına yönelik bir duyarlılık taşımaktadır.
Kampanyanın Talepleri
Kampanya temsilcileri, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) mensubu milletvekilleri ve belediye başkanlarına, tarım arazilerinin korunması gerektiği yönündeki düşüncelerini iletmektedir. Yerel halkın tarım alanları, yaşamları için kritik bir öneme sahip olduğu için, bu konu üzerine yoğun bir şekilde odaklanılmaktadır. TBMM'de bu meseleleri gündeme getirerek yetkililerin dikkatini çekmeye çalışan kampanya, çevresi olumsuz etkileyen maden faaliyetlerinin düzenlemeler açısından yetersiz kaldığına ve asıl sorunların göz ardı edildiğine de vurgu yapmaktadır. Bilinçli bir neslin oluşmasını sağlamak amacıyla, bölgedeki çevresel sorunlarla ilgili doğal yaşam ve tarım alanlarının korunması için daha fazla önlem alınması gerektiğini ifade eden kampanya, bu noktalara dikkat çekmeyi sürdürüyor.
Gümüşhane'de Maden Ruhsatları Endişe Yarattı Gümüşhaneli vatandaşlar, topraklarının %93'ünün maden şirketlerine ruhsatlandırılmasının getirdiği ciddi kaygıları dile getiriyor. Bu durum, bölge halkının tarım ve hayvancılık gibi temel geçim kaynaklarını tehdit ederken, aynı zamanda ekolojik dengeyi de büyük ölçüde etkiliyor. Yerel halk, maden faaliyetleri nedeniyle toprakların kirlenmesi ve ekosistemlerin tahrip olmasından endişe ediyor. Bu bağlamda, gerçekleştirilen bilinçlendirme kampanyaları, sorunların kamuoyuna yansımasını artırmayı amaçlıyor.
Halkın Kaygıları ve Ekosistem Üzerindeki Etkileri
Gümüşhane'deki maden ruhsatları, yerel halkın geçim kaynakları üzerinde büyük tehdit oluşturuyor. Topraklarının büyük bir kısmının ruhsatlandırılması, tarım üretkenliğini azaltırken, hayvancılık faaliyetlerini de olumsuz etkiliyor. Yerel çiftçiler, maden faaliyetlerinin zemin suyu seviyelerini düşürdüğünü ve toprak verimliliğini azalttığını ifade ediyorlar. Bu durum, hem ailelerin geçim kaynağını zorlaştırıyor hem de ilgilendikleri doğal kaynakların geleceğini belirsiz hale getiriyor. Bunun yanı sıra, yapılan çalışmalar, sürdürülebilir bir yaşam için gerekli olan doğal dengenin tehlikede olduğunu gösteriyor. Halkın bu konuda duyduğu endişeleri gidermek adına hayata geçirilen bilinçlendirme çalışmaları, maden ruhsatlarının etkilerinin toplumda daha iyi anlaşılmasını sağlama amacını taşıyor.
Protokol Görüşmeleri ve Taleplerin İletilmesi
Toprak kaybı riski ile karşı karşıya kalan Gümüşhaneliler, sorunlarını ilgili mercilere iletmek üzere düzenli olarak protokol ziyaretleri gerçekleştiriyor. Bu ziyaretler sırasında, çevresel sorunlar ve iklim değişikliğinin yarattığı zorluklar üzerinde duruluyor. Halk, maden şirketlerinin faaliyetlerinin çevresel etkilerini azaltmak için devletin daha aktif bir şekilde müdahale etmesini talep ediyor. Bu bağlamda, yerel yönetimlerin de halkın taleplerini dikkate alarak somut adımlar atılması gerekiyor. Protokol görüşmelerinden elde edilen olumlu sonuçlar, bölge halkının umutlarını artırırken, aynı zamanda sürdürülebilir bir çevre için gerekli stratejilerin geliştirilmesine katkıda bulunuyor. Böylece, bölgedeki doğal kaynakların korunması ve maden faaliyetlerinin kontrol altına alınması için gerekli adımlar atılmış oluyor.
