Kadıköy Halk Koşusunda Özgürlük ve Adalet İçin Binlerce Adım Atıldı
Bugün Kadıköy'de gerçekleştirilen geleneksel Halk Koşusu, Cumhuriyet ve demokrasi değerlerine sahip çıkan binlerce insanın katılımıyla büyük bir özgürlük ve adalet yürüyüşüne dönüştü. Katılımcılar arasında yer alan birçok kişi gibi ben de, göğsümde Cumhuriyetimizin simgesi olan 1923 numarasıyla koştum. Her adımımızda yalnızca bir spor etkinliği değil; Ekrem İmamoğlu ve yol arkadaşlarının özgürlüğü, Kartalkaya’da kaybettikleri evlatların ailelerinin adalet mücadelesi, bu ülkenin barış ve hukuk içinde geleceğe doğru olan yürüyüşü için koştuk.
Adalet ve Özgürlük İçin Bir Araya Gelindi
Etkinlikte, "Herkes için eşitlik, adalet ve özgürlük" çağrıları yankılanırken, katılımcılar sadece Cumhuriyet'in kazanımlarına sahip çıkmakla kalmadı; güncel hak mücadelelerine de destek verdiler. Bugün atılan her adımda, tek bir mesaj vardı: “Bu ülkeye huzur, adalet ve özgürlük gelene kadar onlara huzur yok; bize durmak yok!” Koşanlar, sadece yol almakla kalmadı, aynı zamanda halkın ortak vicdanının sesini de yücelttiler. Kadıköylüler, özgürlük mücadelesine olan inançlarını güçlü bir şekilde dile getirdiler. Bu hareket, yalnızca fiziksel bir spor etkinliği olmaktan çok daha fazlasıydı; sosyo-politik bir duruşun göstergesi haline geldi.
Kültürel ve Toplumsal Dayanışmanın Simgesi
Kadıköy Halk Koşusu, bu yıl yalnızca bir spor organizasyonu değil, aynı zamanda toplumsal dayanışmanın da güçlü bir ifadesi oldu. Etkinliğe katılanlar arasında gençlerden yaşlılara, öğrencilerden emeklilere kadar her kesimden insan bulunmaktaydı. Herkesin ortak paydası, özgür, adil ve eşit bir Türkiye’ye duyulan özlem oldu. Göğsümüzdeki “1923” numarası, Cumhuriyet’in kurucu değerlerine olan bağlılığımızın simgesi olarak duruyordu. Bu koşu, yalnızca fiziksel bir çaba değil; adalet ve demokrasi için atılan bir nefes olarak değerlendirildi.
Koşu ile Birlikte Gelen Umut ve Dayanışma
Halk Koşusu, yalnızca bir etkinlik olmanın ötesine geçerek katılımcılara umut ve dayanışma duygusu aşıladı. Herkes, kendine has motivasyonlarla koştu; kimisi haksızlığa uğrayan insanların sesi olmak, kimisi ise bir toplumsal değişim için adım atmak için oradaydı. Bu anlamlı etkinlik, katılımcılara sadece fiziksel bir efor sarf etme fırsatı sunmakla kalmadı, aynı zamanda adalet arayışına katkıda bulunma imkanı da tanıdı. İnsanlar, bu koşuyla birlikte sevdikleri ve değer verdikleri konular için daha fazla ses çıkarmanın önemini vurguladılar.
Katılımcılar, son zamanlarda artan siyasi baskılara ve hukuki süreçlere karşı seslerini yükselterek etkili bir dayanışma gösterdi. Bu etkinlikte özellikle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun maruz kaldığı süreçler için destek mesajları verildi. Halk, İmamoğlu'na yönelik hukuki müdahalelerin kabul edilemez olduğunu vurgulayarak, "İstanbul seçmeninin iradesine, halkın özgür seçimine müdahale eden hiçbir karar meşru değildir. Ekrem Başkan yalnız değildir!" şeklinde haykırdı.
İstanbul'daki Adalet Mücadelesi
İstanbul'da düzenlenen bu etkinlik, sadece bir protesto değil aynı zamanda adalet mücadelesinin bir parçasıydı. Katılımcılar, farklı toplumsal kesimlerden gelen insanların dayanışma içinde olduğunu vurguladılar. Özellikle İmamoğlu'na olan desteğin, sadece bireysel bir çaba değil, kolektif bir irade olduğunu gösterdiği belirtildi.
Bir grup için bu yürüyüş, sadece bir yerel yönetim başkanının desteklenmesi değil, aynı zamanda demokrasinin, özgürlüğün ve hakların korunması adına bir duruş sergileme fırsatıydı. Bu bağlamda, katılımcıların vurguladığı ana tema, siyasi özgürlüklerin kısıtlanmasına karşı çıkmaktı.
İkna Edici Bir Hatırlatma: Kartalkaya Olayı
Kartalkaya'da yaşanan trajik olaylar, etkinlik sırasında tekrar gündeme geldi. Koşu esnasında, burada hayatını kaybeden gençlerin adalet arayışı dile getirildi. Bu durumda ailelerin yaşadığı acıya duyulan saygı, katılımcılar tarafından sıkça dile getirildi.
Bölgedeki trajik olayları unutmamak için yapılan anma, adalet arayışını sembolize etti. Her adım, hayatını kaybeden gençlerin ailelerine destek ve dayanışma niteliği taşırken, bu durum toplumun birlikteliğini de pekiştirdi. Adalet talebinin, sadece bir tarafın değil, tüm toplumun ortak bir beklentisi olduğu bir kez daha hatırlatıldı.
Birlik ve Umut
Etkinlik, katılımcıların yalnızca mevcut duruma karşı durmalarını değil, gelecekle ilgili umut yarattıklarını da gözler önüne serdi. “Umutsuzluk yok, birlikte başaracağız” mesajıyla, tüm katılımcılar toplumsal kararlılıklarını beyan ettiler. Birlik olmanın gücü, etkinliğin en önemli unsurlarından biriydi.
Katılımcılar, sadece karşı durmakla kalmayıp, olumlu geleceği birlikte inşa etme kararlılığındaydılar. Bu durum, toplumda dayanışmanın ve birlikte hareket etmenin önemine bir kez daha dikkat çekti. Herkesin özgürlük ve adalet talebinin, toplumsal bir duygu olarak ortaya çıktığını belirttiler.
Koşu ve Sloganlar
Etkinlikte atılan sloganlar, kaotik bir ortamda dahi umudu canlı tutma çabasını simgeliyordu. “Bu ülkeye huzur gelene kadar onlara huzur yok; bize durmak yok!” anlamında atılan sözler, katılımcıların ne kadar kararlı olduklarını gözler önüne serdi.
Koşunun amacı, sadece aktivizmi desteklemek değil, aynı zamanda halkın sesinin duyulmasını sağlamaktı. Sosyal adalet talepleri, bu şekilde daha gür bir sesle ifade edildi. Herkes, haykırılan sözlerin sadece bireysel bir yansıma değil, kolektif bir arzu olduğunu anladı.
