İBB Soruşturmasında 4. Dalga: 49 Gözaltı Kararı, Toplu Taşımada “İmamoğlu” Yasağı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik “ihalede usulsüzlük” soruşturması çerçevesinde bu sabah dördüncü dalga operasyonu gerçekleştirdi. Bu operasyonda İSTAÇ ve KİPTAŞ yöneticilerinin de yer aldığı toplam 49 kişi hakkında gözaltı ve yakalama kararı çıkarıldı. Emniyet güçleri sabah saatlerinde koordineli bir şekilde düzenlenen baskınlar ile şüphelileri ifadeye almak üzere gözaltına aldı.
İmamoğlu’na Yönelik Yasağın Sebepleri
Başsavcılık, yürütülen soruşturmanın kamu düzenini korumak amacıyla metrobüs, otobüs, metro ve tramvay araçlarında Ekrem İmamoğlu'nun fotoğraf, ses ve video görüntülerinin kullanımını yasakladı. Bu karar, soruşturmanın bütünlüğü ve selameti için gerekli olduğu belirtilerek açıklandı. İBB'nin toplu taşıma araçlarında bu tür içeriklerin kullanılmaması, İmamoğlu’nun imajı üzerinde olumsuz bir etki yaratmaması adına atılmış bir adım olarak değerlendiriliyor. Kararın gerekçesi ise, yürütülen soruşturmanın toplumsal huzuru sağlaması ve tarafsız bir şekilde ilerlemesi olarak gösteriliyor. Bu durum, siyasi tartışmaları da beraberinde getirerek muhalefet tarafından eleştirilen bir nokta oldu.
Siyasi Tepkiler ve Açıklamalar
Gözaltı kararları sonrasında tutuklu cumhurbaşkanı adayı olan Ekrem İmamoğlu'ndan sert bir tepki yükseldi. Kendi sosyal medya hesabı üzerinden bir paylaşımda bulunan İmamoğlu, isim vermeden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenerek, "Sabah baskınlarıyla uyanan çocukların, endişeli anne babaların ahına yenileceksin" ifadelerini kullandı. Bu açıklama, siyasi arenada büyük yankı buldu. Ayrıca, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bu operasyonu bir "intikam" hamlesi olarak yorumladı. Özel, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e hitaben, Sayıştay raporlarında tespit edilen usulsüzlükler hakkında diğer belediyeler için de benzer işlemler yapılması gerektiğini vurguladı. "Bu hırs kime, bu kin kime?" diyerek eleştirilerini artıran Özel, belgeleri açıklama sözü de verdi.
Yargının Siyasallaşması Üzerine Yorumlar
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, söz konusu durumun yargının "sopa olarak kullanılması" anlamına geldiğini belirterek, eleştirilerde bulundu. Hatimoğulları, siyasi rakipleri ile baş edemeyenlerin kayyım atama ve gözaltı yoluna başvurduğunu ifade ederek, bu zihniyeti reddettiklerini dile getirdi. Yargının bağımsızlığını savunan Hatimoğulları, bu tür uygulamaların demokratik yapıya zarar verdiğini vurguladı. Siyasi zaruretler nedeniyle gerçekleştirilen baskınların, toplumda yarattığı endişenin yanı sıra hukukun üstünlüğüne ne denli zarar verdiği açısından da önemli bir sorun teşkil ettiği belirtiliyor.
Önceki Operasyonlar ve Gözaltı Sayıları
Soruşturmanın ilk dalgası 19 Mart tarihinde gerçekleştirildi. Bu dalgada, Ekrem İmamoğlu’nun yakın çevresinde bulunan 106 kişi gözaltına alınmıştı. Savcılık kaynaklarına göre, 23 Mayıs itibarıyla yapılan toplam beş dalga operasyonlarda toplam 237 kişi gözaltına alındı ve bunlardan 92’si tutuklandı. Dördüncü dalga operasyonu sürerken, akşam saatlerinde beşinci dalga için hazırlıkların başladığı öğrenildi. Yeni gözaltılar ile toplam sayının artabileceği belirtildi. Bu durum, kamuoyundaki tepkilerin ve tartışmaların daha da artmasına yol açabilir.
Gözaltına alınan şüphelilerin ifadesinin alınmasının ardından, belgelerin savcılığa iletilmesi süreci başlayacak. Savcılık, bu süreçte şüphelilerden hangilerinin tutuklama talebiyle mahkemeye çıkarılacağına karar verecek. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ile ilgili mevcut soruşturma, Terör Suçları Soruşturma Bürosu tarafından yürütülmekte. Şüphelilerin avukatları, yasak kararının ifade özgürlüğüne ve basın hürriyetine müdahale olduğunu belirterek Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapmayı planlıyor.
Hukuki Sürecin İşleyişi
Gözaltına alınan şüphelilerin durumu, hukuki süreç açısından titizlikle değerlendirilecektir. İfadelerin alınmasının ardından, hangi şüphelilerin savcılığa sevk edileceği ve bunun ardından kimlerin tutuklanması için mahkemeye dilekçe verileceği aşaması önem taşır. İstanbul'da yürütülen bu soruşturma, ülkenin iç güvenliği açısından da kritik bir noktadadır. Terör Suçları Soruşturma Bürosu'nun yetkisi altında yürütülen bu süreç, delil toplama ve soruşturma aşamasında hassas bir şekilde ilerleyecektir. Şüphelilerin avukatlarının, yasak kararlarını Anayasa Mahkemesi'ne taşımaları, hukukun üstünlüğü açısından önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir.
Uzman Görüşleri
Ceza hukuku alanında uzman olan Prof. Dr. Ayşe Kara'nın değerlendirmeleri, soruşturmanın gidişatı açısından dikkate değer. Kamu ihalelerine yönelik iddiaların, delil yok etme kaygısıyla desteklenebileceğini belirten Kara, böylesine geniş kapsamlı gözaltıların hukuken ne denli geçerli olduğu konusunda şüpheler barındırmaktadır. Ölçülülük ilkesi çerçevesinde, alınan tedbirlerin ne denli haklı olduğu üzerinde durulması gerektiğini vurgulayan Kara, adalet sisteminin bu tür durumlarla nasıl başa çıkacağı konusunda tartışmaların devam edeceğini öngörüyor. Ancak gözaltıların sayısının yüksekliği, etkili bir adli süreç gerekliliğini ortaya çıkarıyor.
Bir Sonraki Adımlar
Savcılığın toplayacağı ek deliller nedeniyle, tutukluluk sürelerinin uzatılabileceği belirtiliyor. Bu durum, soruşturmanın seyri açısından kritik bir aşama olabilir. Ayrıca, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Merkezi, belirli bulguları paylaşmak amacıyla salı günü bir basın toplantısı düzenlemeye hazırlanıyor. Bu bağlamda, İBB Meclisi'nin olağanüstü bir toplantı yaparak toplu taşıma yasağı üzerine karar alması bekleniyor. Tüm bu süreçler, İstanbul’un yerel yönetimi ve yaklaşan genel seçim süreci üzerinde doğrudan etkili olabilir. Soruşturmanın sonuçları, sadece yerel yönetimi değil, aynı zamanda ülke genelindeki siyasi dengeleri de etkileyebilecek bir nitelik taşıyor.
