Günesav GÜNDEM HABERLERİ Gazeteci Can Ataklı'nın Hapis İddianamesi

Gazeteci Can Ataklı'nın Hapis İddianamesi

Sabah saatlerinde gerçekleştirilen bir polis operasyonu sonucunda gazeteci Furkan Karabay gözaltına alındı ve mahkeme tarafından tutuklandı. Diğer yandan, gazeteci Can Ataklı’ya 4.5 yıl hapis cezası istemiyle bir iddianame düzenlendi. Ayrıca, sağlığı tehlikeye giren Esila Ayık, cezaevinden serbest bırakıldı. Bu olaylar, Türkiye'deki medyanın karşılaştığı baskıları ve ifade özgürlüğü konusundaki kritik tartışmaları alevlendiriyor. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ise, CHP lideri Özel’e yönelik bir saldırıyı haberleştiren kanallara yaptırım uyguladı.

MUHABİR: Günesav

Ataklı’ya Suçlama: İfade Özgürlüğü mü, Suç Unsuru mu?

Sabah saatlerinde evine yapılan polis baskını sonucu gözaltına alınan gazeteci Furkan Karabay, tutuklandı. Bu olay, Türkiye'de medya özgürlüğü konusunda yaşanan endişeleri bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Karabay'ın, sosyal medya paylaşımlarında "Cumhurbaşkanına hakaret" ve "terörle mücadelede görevli kişileri hedef gösterme" suçlamalarıyla tutuklanması, pek çok kesimden tepki topladı. Medya kuruluşları ve insan hakları savunucularının yanı sıra, siyasi analistler de bu durumu eleştirerek, gazetecilik faaliyetlerinin ciddi bir tehdit altında olduğunu vurguladı.

Gazeteci Can Ataklı hakkında, 4,5 yıla kadar hapsi talep edilen bir iddianame hazırlandı. Bu gelişme, Türkiye'de gazetecilik üzerinde baskı uygulandığına dair kamuoyundaki inancı güçlendiriyor. Ataklı'nın durumu, basın özgürlüğü mücadelesine vurgu yapan pek çok kişinin dikkatini çekti. Gazeteci, siyasi konularla ilgili yaptığı eleştiriler nedeniyle hedef haline geldiğini ifade ediyor. Bu tür yargılamalar, Türkiye'nin uluslararası arenadaki imajını da zedeleyen bir unsur olarak öne çıkmakta.

RTÜK'ün Ceza Kararı ve Medya Baskısı

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) lideri Özgür Özel'e yönelik saldırı hakkında haber yapan kanalların yayınlarına ceza kesti. Bu durum, medyanın tarafsızlığını ve haber alma özgürlüğünü tehdit eden bir gelişme olarak nitelendiriliyor. RTÜK'ün uygulamaları, birçok medya mensubu ve kuruluşu arasında korku ve sansür ortamı yarattı. Uzmanlar, bu durumun halkın doğru bilgiye ulaşılmasını engellediğini ve demokratik süreçlerin zarar gördüğünü vurguluyor.

Esila Ayık'ın Salınıp Tahliye Edilmesi

Sağlık sorunları nedeniyle cezaevinde kalması riskli bulunan Esila Ayık, tahliye edildi. Ayık'ın durumu, cezaevlerindeki şartların ve sağlık hizmetlerinin yetersizliğine dair bir başka çarpıcı örnek olarak gündeme geldi. İnsan hakları savunucuları, cezaevinde tutulan bireylerin sağlık haklarının göz ardı edildiğini ifade ederek, bu durumun düzeltilmesi için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğini belirtti. Ayık’ın tahliyesi, cezaevleri sistemindeki sorunların daha geniş bir şekilde irdelenmesine olanak sağlayabilir.

Günesav Bülten Hafızası – 15 Mayıs 1984

1984 yılında Türkiye'de 1256 aydından oluşan bir grup, "Türkiye'deki demokratik düzene ilişkin gözlem ve istekler" başlıklı bir dilekçe hazırlayarak, o dönemde Cumhurbaşkanı olan Kenan Evren'e sundu. Ancak sıkıyönetim bu dilekçeyi “yasadışı bildiri” olarak nitelendirip 56 imzacı hakkında dava açtı. Sonuç olarak, tüm sanıklar beraat etti. Bu olay, Türkiye'nin demokratik süreçleri üzerindeki baskının ve yasadışı uygulamaların bir yansıması olarak tarihe geçti. O dönemde yaşananlar, günümüzde de benzer durumların yaşanabileceğine dair endişeleri artırıyor.

Siyaset, Yargı ve Medya Üzerine Tartışmalar

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, tutuklu olan Ekrem İmamoğlu’nu ziyaret ettikten sonra "Terörsüz Türkiye" için bir çağrıda bulundu. Özel, PKK ile müzakerelerin yanı sıra Atatürk'ün kurduğu partinin belediye başkanlarıyla hesaplaşmanın doğru olmadığını belirtti. Bu açıklamalar, Türkiye'deki siyasi atmosferdeki gerginliği و artırmakla birlikte, yargıya ve medyaya yansıyan baskılarla ilgili de önemli bir tartışma yaratıyor. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’nda "para karşılığı oy" iddialarını araştırmak için 51 kişinin iletişim kayıtlarını talep etti, bu durum ise muhalefetin içinde bulunduğu sıkıntılı süreci gözler önüne seriyor.

Erdoğan, "Ne yapıyorsak huzurunuz ve refahınız için yapıyoruz" ifadesiyle politikalarını savundu. "Terörsüz Türkiye" hedefi doğrultusunda ise: “Tedbirliyiz, sabırlıyız, umutluyuz.” dedi. Ülke genelinde güvenlik önlemleri ve toplumsal huzuru sağlama çabalarına dikkat çekti.

Sansüre Tepkiler Artıyor

TİP Genel Başkanı Erkan Baş, cezaevindeki milletvekili Can Atalay’ın mesajlarının sansürlenmesini sert bir dille eleştirdi. Baş, bu durumun, bir milletvekilinin sesi kesilerek ifade özgürlüğüne müdahale anlamına geldiğini belirtti. “Cezaevindeki bir milletvekilinin sesini kesmek sansürdür.” ifadesiyle, hükümetin sansür uygulamalarına karşı duruşunu dile getirdi. Bu durum, muhalefet partileri tarafından da gündemde tutuluyor ve özgürlük mücadelesinin bir parçası olarak değerlendirilmekte.

Gazetecilikte Yargılama Süreçleri Devam Ediyor

Gazeteci Can Ataklı, MHP lideri Devlet Bahçeli ile ilgili yaptığı paylaşım nedeniyle “yanıltıcı bilgi yaymak” suçlaması ile 1,5 ila 4,5 yıl arasında hapis cezasıyla yargılanma riski ile karşı karşıya kalıyor. Ataklı’nın durumu, ifade özgürlüğüne yönelik tehditler ve gazetecilerin karşılaştığı baskılar hakkında kamuoyunu bilinçlendiren önemli bir örnek teşkil etmekte. Pek çok gazeteci, benzer tehditlerle yüzleşmekte ve bu durum, medya özgürlüğü açısından endişeleri artırmakta.

RTÜK'ten Ceza ve Soruşturmalar

RTÜK, Özgür Özel’e yönelik gerçekleştirilen bir saldırıyı haberleştiren Sözcü TV ve Halk TV'ye ceza kesti. Bu durum, devlet mekanizmasının medya üzerinde uyguladığı baskının bir örneği olarak yorumlanıyor. Ayrıca, İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı hakkında da soruşturma başlatıldığı bilgisi geldi. Medya kuruluşları, ifade özgürlüğünü koruma mücadelesi verirken, devletin yaptığı bu tür uygulamalar büyük tepkilere neden olmaktadır.

Tutuklamalar ve Gözaltılar Sürüyor

Arif Kocabıyık, serbest bırakılmasının hemen ardından yeniden gözaltına alındı. Bu durum, muhalefet açısından kaygı verici olaylardan biri olarak gündeme geldi. Öte yandan, Saraçhane protestolarında tutuklanan kişilerden biri olan Esila Ayık sağlık sebepleriyle tahliye edildi. Özellikle gençlerin ve aktivistlerin hedef alındığı bu süreç, toplumda büyük bir infiale yol açmakta ve insan hakları ihlalleri tartışmalarını tekrar gündeme getirmektedir.

PKK ile İlgili Gelişmeler

Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, PKK'nın silah bırakma sürecinin titizlikle izleneceğini ve bu sürecin uluslararası işbirliği ile yürütüleceğini açıkladı. Uzun süredir devam eden çatışmaların sona ermesi adına atılacak adımlar, barış müzakerelerini hızlandırabilir. Ancak toplumsal barışın sağlanabilmesi için atılan adımların ciddiyeti ve halkın güveninin yeniden kazanılması önemlidir.

Gençlere Destek Çağrısı

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Boğaziçi protestolarında gözaltına alınan gençlere destek verdi. "Az kaldı, gidiyorlar. Bu son şımarıklıkları." diyerek, gençlerin mücadelesine olan destek duruşunu vurguladı. Gençlerin taleplerine dikkat çekilmesi, toplumsal hareketliliğin artmasına ve gençlerin kamuoyunda daha fazla görünür olmasına yol açabilecektir. İmamoğlu’nun açıklamaları, gençlerin mücadelelerini yüceltmekte ve bu durumu toplumun dikkatine sunmaktadır.

Hukuk Sistemindeki İhlaller

Çalık Holding korumaları tarafından darp edilip yaşamını yitiren Erol Eğrek ile ilgili olarak tutuklanan şüphelilerin arasında bir polis memurunun da bulunduğu ortaya çıktı. Bu tür olayların meydana gelmesi, hukukun egemenliğine gölge düşüren durumlar olarak değerlendiriliyor. Kamuoyunda bu konudaki tepkilerin artması, adaletin sağlanıp sağlanamayacağı yönündeki kaygıları da artırmaktadır.

Anayasa Mahkemesi Kararı

Anayasa Mahkemesi, Suruç Katliamı anmasında gerçekleşen polis müdahalesinin hak ihlali olduğuna karar verdi. Bu karar, protesto hakkının korunması açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Anayasa Mahkemesi’nin, bu tür ihlallere karşı tutumu, toplumdaki kamusal alanın güvence altına alınması için bir referans noktası olma potansiyeli taşımaktadır.

Deprem Gerçeği

Konya'nın Kulu ilçesinde meydana gelen 5.2 büyüklüğündeki deprem, yerel halk arasında endişeye neden oldu. Bu tür doğal afetler, toplumun dayanıklılığını sınarken, aynı zamanda hazırlık ve müdahale süreçlerinin önemini ortaya koymakta. Afetlere karşı alınacak tedbirler ve hazırlıklar, tüm bireyler için kritik bir öneme sahiptir.

Nisan Bütçe Açığı ve Ekonomik Durum

Nisan ayında Türkiye bütçesi, 174,7 milyar TL açık verdi. Yılın ilk dört ayındaki toplam açıksa 885,5 milyar TL olarak belirlendi. Ekonomik gidişat, çeşitli sektörlerde etkilerini hissettirirken, maliyet artışları ve enflasyon ile mücadele edinilmesi gereken temel sorunlar arasında yer alıyor. Bu durum, özellikle düşük gelirli kesimlerin alım gücünü olumsuz yönde etkilemektedir. Mali ve ekonomik istikrarın sağlanması için hangi tedbirlerin alınacağı ise merak konusu.

Finansal Gösterge ve Ekonomik Yansımaları

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ülkenin finansal görünümünün iyileştiğini ve bunun enflasyonla mücadeleye olumlu katkı sağladığını vurguladı. Söz konusu gelişmeler, yatırımcılar açısından umut verici sinyaller taşırken, piyasa dinamiklerinin nasıl şekillendiği hep birlikte gözlemlenmekte. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası rezervlerinin 144,3 milyar dolara ulaşmış olması, ekonomik dengelerin gözden geçirilmesi açısından önemli bir gelişimdir. Ancak döviz kurlarındaki oynaklık ise en büyük risklerden biri olmaya devam etmektedir.

Borsada Yatırımcı Eğilimleri

Son dört haftadır, yabancı yatırımcılar Türkiye hisse senetlerine ilgi gösteriyor. Ancak yerli yatırımcıların TL varlıklarından çıkışları devam ediyor. Bu durum, borsa üzerinde nasıl bir etki yaratacak ve yerel yatırımcıların güveni tekrar nasıl kazanılacak merak konusu. Ekonomik belirsizliklerin sürdüğü bu ortamda, yatırım tercihlerinin değişmesi, daha geniş bir finansal görülüş açısıyla ele alınmalıdır.

Bankacılık Mevduatındaki Düşüş

Bankacılık sektöründeki mevduat, haftalık bazda 19 milyar TL düşüşle 22,5 trilyon TL seviyesine geriledi. Bu durum, halkın tasarruf etme eğilimleri ve bankacılık sistemine duyulan güven açısından önemli bir gösterge sunmakta. Ekonomik istikrarsızlıklar, vatandaşların bankalara duyduğu güveni sarsabileceği gibi, tasarruf oranlarını da etkileyebilir.

Altın Fiyatlarındaki Değişim

Altın fiyatları, 4.000 TL’nin altına gerileyerek 10 Nisan tarihinden bu yana en düşük seviyesine ulaştı. Altın, yatırımcılar için her zaman güvenli bir liman olarak görülse de, fiyat düşüşleri piyasalarda dalgalanmalara yol açabilmektedir. Bu durum, yerel ve uluslararası yatırımcılar için yeniden değerlendirilmesi gereken bir strateji zemini oluşturmaktadır.

Genç İstihdam Sorunları

DİSK Genel-İş'in raporuna göre, Türkiye'deki gençlerin %60’ı istihdam dışında kalmakta ve üniversite mezunu gençlerin %25’i işsiz durumda. Özellikle genç kadınların işgücüne katılım oranlarının düşük olması, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin de bir yansıması olarak değerlendirilebilir. Bu durum, iş gücü piyasasında daha geniş kapsamlı reformların gerekliliğini ortaya koymakta ve gençlerin geleceği için ele alınması gereken bir sorun olarak öne çıkmaktadır.

Motorin Fiyat Artışı

Motorin fiyatlarına 1,80 TL’lik bir artış yapıldığı bildirildi. Enerji maliyetlerindeki artış, enflasyon üzerindeki etkileri açısından dikkate değer bir konu yaratıyor. Bu tür fiyat artışlarının, genel ekonomik dengeyi nasıl etkileyeceği ve tüketici davranışlarının değişip değişmeyeceği ise gözlemlenmesi gereken önemli bir başlık olarak öne çıkmakta.

Sayıştay'dan Rapor

Sayıştay, memurlara giyim yardımını kamu zararı olarak değerlendirdi ve ilk uygulamanın Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nde gerçekleştirildiğini duyurdu. Kamu kaynaklarının etkin kullanımını denetleme amacı taşıyan bu rapor, kurumsal yapılar içinde farklı uygulamaların gözden geçirilmesi gerektiğini ortaya koymakta. Bu bağlamda, kamu işleyişinin yeniden düzenlenmesi konusunda atılacak adımlar büyük önem taşımaktadır.

Sahte Altınla Mücadele

Ankara Kuyumcular Odası, sahte altınla mücadele etmek amacıyla barkod sistemine geçiş yapacağını açıkladı. Bu uygulama, piyasalarda güvenilirliğin artırılması ve dolandırıcılığa karşı bir önlem olma niteliği taşıyacak. Müşterilerin korunması açısından önemli bir adım olan bu sistem, sektördeki güven kaybını da asgariye indirmeyi hedefliyor.

Euro Bölgesi Ekonomisi

Euro Bölgesi, %0,3 büyüdü ve sanayi üretimi ise %2,6 oranında arttı. Bu veriler, Avrupa ekonomisinin toparlandığına işaret etmekte. Ancak, hala çözülmesi gereken yapısal sorunlar bulunsa da, global ekonomik gelişmeler Türkiye'nin de ekonomik dinamiklerini dolaylı olarak etkileyebilmektedir. Ekonomik istikrar açısından Avrupa Birliği'nin durumu, Türkiye gibi ülkeler için büyük önem taşımaktadır.

ABD-Türkiye İlişkileri ve Silah Satışı

Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye’ye 305 milyon dolar değerinde füze satışına onay verdi. Bu durum, iki ülke arasındaki güvenlik işbirliğinin yeni bir boyut kazanması açısından önem taşıyor. Ancak, bu tür silah satışları, uluslararası kamuoyunda farklı tepkilere neden olabilmektedir. Stratejik işbirliklerinin geliştirileceği bu süreçler, gelecekteki güvenlik dinamiklerini etkileme potansiyeline sahip.

Diplomatik Gelişmeler

Putin, Zelenskiy ve Erdoğan üçgenindeki diplomasi devam ediyor. Kremlin, İstanbul müzakerelerinin sürdürüleceğini duyurdu. Zelenskiy, Erdoğan ile görüşerek bölgedeki gerilimle ilgili fikir alışverişinde bulundu. Eski ABD Başkanı Donald Trump, "Putin benimle buluşmadan hiçbir şey olmayacak." diyerek diplomasi süreçlerine katılma arzusunu ifade etti. Bu tür diplomatik ilişkiler, bölgesel barışın sağlanması açısından önem arz etmekte ve uluslararası siyasetteki gelişmelere yön vermektedir.

Ukrayna'nın NATO İlişkileri

Ukrayna, NATO Zirvesi'ne davet edilmedi. Gerekçe olarak, ABD ile yaşanan gerilimlerden kaçınma isteği öne sürüldü. Bu durum, Ukrayna'nın güvenlik politikaları açısından zorluklar yaratmakta. NATO, özellikle bölgedeki çatışmalara yanıt verme konusunda stratejilerini gözden geçirmek durumunda kalacakken, Ukrayna için bu gelişmelerin ne ifade edeceği merak ediliyor.

Gazze'ye Yardım Operasyonu

ABD destekli insani yardım kuruluşu, Gazze'ye yardım ulaşması amacıyla İsrail ile anlaştı. Yardım operasyonlarının mayıs sonunda başlayacağı bildirildi. Bu durum, bölgedeki insani krizlerin hafifletilmesi açısından bir umut ışığı olarak değerlendirilmektedir. Ancak, insani yardımların etkin şekilde gerçekleştirilmesi için güvenliğin sağlanması kritik bir öneme sahiptir.

🔴 Siyaset ve Yargı

CHP Lideri Özgür Özel, tutuklu aday Ekrem İmamoğlu’nu ziyaret sonrası “Terörsüz Türkiye” çağrısı yaptı. PKK ile müzakere edilirken CHP’li başkanlarla hesaplaşma yapılamayacağını söyledi.

CHP Kurultayı (Kasım 2023) ile ilgili olarak, “para karşılığı oy” iddiaları üzerine 51 kişinin iletişim kayıtları inceleniyor. Bu isimler arasında İmamoğlu da var.

Gazeteci Furkan Karabay, sosyal medya paylaşımları gerekçesiyle üçüncü kez tutuklandı. Yargı sistemini “çeteleşmiş yapı” olarak niteledi ve savunma yapmayı reddetti.

Avrupa Parlamentosu Raportörü Nacho Sanchez Amor, Türkiye’de demokrasi eksikliği vurgusu yaptı. İmamoğlu'na yönelik işlemi “Rus modeli”ne benzetti.

Gazeteci Can Ataklı, Bahçeli için “entübe” iddiası nedeniyle 4,5 yıla kadar hapisle yargılanıyor.

RTÜK, Özgür Özel’in uğradığı saldırıya dair haberler nedeniyle Sözcü TV ve Halk TV’ye ceza verdi. İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı hakkında da soruşturma başlatıldı.

İlave TV’nin sahibi Arif Kocabıyık, tahliyesinden kısa süre sonra tekrar tutuklandı.

Boğaziçi protestoları sırasında tutuklanan gençlere destek veren İmamoğlu: “Az kaldı, gidiyorlar.”

Çalık Holding binası önünde darp edilerek öldürülen Erol  ölümüne dair davada bir polisin de tutuklu olduğu ortaya çıktı.

AYM, Suruç Katliamı anmasında polisin müdahalesiyle ilgili hak ihlali kararı verdi.

 

🟡 Hükümet – Güvenlik – İç Siyaset

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Terörsüz Türkiye” sürecinde umutlu olduklarını ve güvenliğe öncelik verdiklerini söyledi.

TİP lideri Erkan Baş, Gezi tutuklusu Can Atalay’ın mesajının sansürlenmesini sert şekilde eleştirdi.

MSB, PKK’nın silah bırakma sürecinin yakından izlendiğini ve uluslararası koordinasyonla yönetileceğini belirtti.

🟢 Ekonomi

Nisan 2025 bütçe açığı: 174,7 milyar TL. İlk dört ayda toplam açık 885,5 milyar TL.

Mehmet Şimşek, enflasyonla mücadelede "iyileşen görünüm" mesajı verdi.

Merkez Bankası rezervleri 144 milyar doları geçti. Son haftada 5,8 milyar dolar artış.

Yabancı yatırımcılar, 4 haftadır hisselerde alımda. Ancak nisan ayında devlet tahvili ve hisse paylarında düşüş dikkat çekti.

Altın fiyatları, jeopolitik endişelerin azalmasıyla geriledi. Gram altın 4.000 TL sınırının altına indi.

İşsizlik: 10 gençten 6’sı işsiz. Üniversite mezunlarının dörtte biri iş bulamıyor.

Motorine 1,80 TL zam geldi.

Sayıştay, memura verilen giyim yardımlarını ‘kamu zararı’ sayarak zimmet çıkardı.

🔵 Dış Gelişmeler

ABD, Türkiye’ye 305 milyon dolarlık füze satışı için onay verdi.

Ukrayna-İstanbul müzakereleri yeniden başladı. Putin-Zelenskiy-Erdoğan diplomasisi gündemde.

Donald Trump, "İstanbul’a gidebilirim" diyerek diplomasi kozlarını kullanıyor.

İran, ABD yaptırımları kalkarsa nükleer anlaşmaya açık olduklarını açıkladı.

ABD, Filistin’e destek gösterileri nedeniyle Harvard’a yönelik mali baskı uyguladı. Harvard, 250 milyon dolarlık kaynak ayırdı.

Konya Kulu’da 5.2 büyüklüğünde deprem meydana geldi.

PKK Silah Bırakma Kararıyla Yeni Bir Eşik: “Ortak Vatan-Eşit Yurttaşlık”

Öne Çıkanlar

PKK, 12. Kongresi’nde örgütsel fesih ve silahlı mücadeleye son verme kararı aldı.

Kararlar, “Ortak Vatan – Eşit Yurttaşlık” temelinde demokratik çözüm perspektifine dayanıyor.

Örgüt, sürecin yürümesi için Abdullah Öcalan’ın rol üstlenmesi, demokratik siyaset hakkının tanınması ve hukuki güvenceler olmak üzere üç talep sundu.

Ankara, henüz resmî bir yanıt vermedi; muhalefet partileri “ihtiyatlı iyimserlik” ile “seçim manevrası” şüphesi arasında bölünmüş durumda.

40 yıllık çatışmanın ekonomik maliyeti bazı hesaplara göre 3 trilyon doları aştı; uzmanlar, silahların susmasının “demokratikleşme ve kalkınma için kritik” olduğuna dikkat çekiyor.

Kongrede Ne Kararlaştırıldı?

Fesih & Silahsızlanma: PKK, tüm silahlı unsurlarını tasfiye edip siyasete alan açacağını duyurdu.

Siyasi Çerçeve: Kararlarda, “toplumsal barışı hedefleyen, geri çekilme ötesinde siyasal yönelim” vurgusu yapıldı.

Üç Koşul:

Öcalan’ın süreçte aktif rol alması

Demokratik siyaset hakkının güvenceye alınması

Hukuki teminatların oluşturulması

Hükümet Cephesinden İlk İpuçları

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,  grup konuşmasında doğrudan kongreye atıf yapmadı ancak “Terörsüz Türkiye için tedbirli ve umutluyuz” ifadesini kullandı. Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, “silahların teslimi için bölge ülkeleriyle koordineli mekanizma” mesajı verdi.

 

Muhalefette Bölünmüş Tepkiler

Parti / LiderTutumAlıntı
CHP – Özgür ÖzelTemkinli destek“Silahların devreden çıkması demokrasi mücadelesi için fırsat.”
TİP – Erkan BaşŞeffaflık vurgusu“Süreç demokratik denetime açılmalı, iktidarın manevrasına dönüşmemeli.”
İYİ PartiKuşkulu“Seçim takvimi yaklaşırken atılan her adımı sorgularız.”
MHPSert ret“Teslim olmadan müzakere olmaz.”

Ekonomi: Savunma ve güvenlik harcamalarının toplam faturası kimi senaryolarda 3 trilyon $ üzerinde.

Toplum: Yüz binlerce zorunlu göç, binlerce köy boşaltma, kuşaklar arası travma.

Hukuk: Olağanüstü hal rejimi, ifade özgürlüğü ve yargı bağımsızlığı üzerinde kalıcı tahribat.

Uzmanlar Ne Diyor?

Dr. Selma Korkmaz (Siyaset Bilimci): “Silahsızlanma deklarasyonu, devletle müzakere için pazarlık kartı olmaktan çok toplumsal meşruiyet hamlesi.”
Prof. Murat Yıldız (Ekonomi): “Çatışma atmosferi sonlandığında, savunma-güvenlik yerine kalkınmaya ayrılacak yüzde 2’lik bütçe kayması bile büyümede fark yaratır.”
Av. Emin Şahin (İnsan Hakları Hukuku): “Hukuki güvence verilmeksizin geri dönüşsüz bir barış zemini kurulamaz.”

Önümüzdeki Yol Haritası

Resmî Müzakere Mekanizması: Ankara’nın muhatap ve format belirlemesi bekleniyor.

Parlamento Adımı: Silahsızlanma ve siyasal haklarla ilgili yasa paketleri gündeme gelebilir.

Toplumsal Komisyon: Sivil toplum ve insan hakları örgütleri, “hakikat-adalet” eksenli bir izleme kurulu öneriyor.

Bölgesel Diplomasi: Irak ve Suriye’deki aktörlerle silahsızlanma koordinasyonu.

Neden Önemli?

Silahların susması, yalnızca güvenlik başlığını rahatlatmakla kalmayacak;

Demokratikleşme ivmesini hızlandıracak,

Yargı bağımsızlığı ve ifade özgürlüğü taleplerini güçlendirecek,

Ekonomik kaynakların savunma yerine üretime yönlendirilmesinin önünü açacak,

Türk-Kürt emekçileri ortak sınıf talepleri etrafında buluşturma potansiyeli yaratacak.

Günün Barış Yorumu | Barış, Sınıf Mücadelesinin Stratejik Zemini

Otoriter rejimlerin en etkili araçlarından biri, toplumu kutuplaştırmak için “iç düşman” yaratma stratejisidir. Bu taktik, özellikle işçi sınıfı içinde ortak mücadele hattını parçalamakta yıllardır etkili oluyor. Türkiye’de bu durumun en belirgin tezahürü, Kürt işçilerin ve emekçilerin, milliyetçi dışlama mekanizmalarıyla karşı karşıya bırakılması oldu.

Kürt ve Türk işçileri, aynı işyerlerinde, aynı ücret politikalarıyla, aynı güvencesizlik koşulları altında çalışsalar da; aralarındaki dayanışma, “güvenlik” gerekçeleriyle, milliyetçilikle ya da ayrımcı siyasi söylemlerle zayıflatıldı. Oysa bu yapay ayrımlar, işverenin ve iktidarın işini kolaylaştırmaktan başka bir sonuç üretmedi.

Bugün emek mücadelesinin önündeki en büyük engel, sınıfın parçalı yapısıdır. Bu nedenle barış talebi, yalnızca etnik bir barış ya da vicdani bir mesele değil; sınıf siyasetinin yeniden inşası açısından da stratejik bir gerekliliktir.

Barış, emeğin ortak zeminde birleşmesini sağlar. Dayanışmayı güçlendirir, sendikal mücadeleyi derinleştirir, ücret adaletsizliğine karşı ortak ses çıkarılmasına alan açar. Kürt ve Türk emekçilerin yan yana geldiği bir mücadele hattı, yalnızca hakları korumaz; aynı zamanda otoriterliğin en güçlü silahını – toplumsal bölünmeyi – elinden alır.

Bu nedenle barışı savunmak, sadece bir siyasi pozisyon almak değil; emek mücadelesini büyütmek için bir zemin kurmaktır.

Bugün barışı savunmak; gelecekte insanca çalışmak ve yaşamak için en güçlü stratejik adımdır.

Barış, Emek Mücadelesinin Stratejik Gerekliliğidir

📍 GÜNE SAV HABER – Günün Yorumu

Otoriter rejimlerin en eski ve etkili araçlarından biri olan "iç düşman" yaratma stratejisi, toplumsal dayanışmayı parçalamakta yıllardır işlevini sürdürüyor. Bu strateji, sadece siyasi kutuplaşmaları değil, emek cephesindeki ortak mücadele zeminlerini de hedef alıyor. Özellikle işçi sınıfı içerisinde etnik kimlikler üzerinden yaratılan yapay ayrımlar, sınıf dayanışmasını zayıflatıyor.

Kürt işçiler, uzun yıllar boyunca milliyetçi söylemler ve dışlayıcı uygulamalarla iş yerlerinde, sendikalarda, toplumsal mücadele alanlarında görünmez kılındı. Aynı iş koşullarında çalışan, aynı sömürü düzenine maruz kalan Türk ve Kürt emekçilerin ortak talep üretmesinin önüne, sistematik olarak “güvenlik” gerekçeleriyle engeller konuldu.

Oysa emek mücadelesinin asli gücü, ortak sorunlar karşısında birleşebilme kabiliyetindedir. Bu noktada barış, yalnızca çatışmasızlık veya etnik eşitlik talebiyle sınırlı değil; işçi sınıfının birliğini yeniden inşa etmenin, mücadeleyi güçlendirmenin de ön koşuludur.

Toplumsal barışın tesisi, aynı zamanda sendikal hareketin ve sınıf siyaseti zeminlerinin güçlenmesi anlamına gelir. Fabrikalarda, şantiyelerde, bürolarda, tarlalarda aynı ekmeğin peşinde koşan emekçilerin dili, kimliği, kökeni değil; ortak sömürüye karşı ortak tepkisi belirleyici olmalıdır.

Bu nedenle barış talebi, vicdani bir duruş olmanın ötesinde; emekçilerin kendi haklarına sahip çıkabilmesi için stratejik bir gerekliliktir.

✍️ Editör: Güne Sav Haber

Son Söz

Barış çabaları Türkiye’nin en zorlu sınavlarından biri. Bu kez, hem örgütün “fesih-silahsızlanma” iradesi hem de toplumsal talebin büyüklüğü, süreci geçmişe göre daha gerçekçi kılıyor. Siyasal aktörlerin, kısa vadeli hesapları aşan bir ortak demokratik vizyon üretip üretemeyeceği, tarihin not defterine düşülecek bir sonraki başlık olacak.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *