Aziz Milletim;
Anayasal düzenimizde "Basın hürdür, sansür edilemez" ifadesiyle teminat altına alınan basın özgürlüğü, ne yazık ki mevcut yönetim tarafından bir tehdit unsuru haline dönüşmüştür. Bu durum, vatandaşların doğru bilgilere ulaşma hakkını ihlal eden ciddi bir sorunu beraberinde getirmiştir.
RTÜK'ün Yeniden Eğitim Alması Kaçınılmaz
Son zamanlarda hükümetin RTÜK aracılığıyla uyguladığı sansür politikaları, basın özgürlüğünü tehlikeye atacak boyutlara ulaşmıştır. Sözcü TV'den sonra, Halk TV'ye verilen 10 günlük ekran karartma cezası, bu durumun somut bir örneğidir. Ayrıca, Sözcü TV ve TELE 1'e uygulanan para cezası da bu hedefin bir yansıması olarak görülüyor. Yönetim, Anayasa'nın kendisine tanıdığı hakları hiçe sayarak bağımsız medyanın sesini kısmaya çalışmaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki, halkın gerçeğe ulaşma özgürlüğünü kısıtlamak, iktidarın uzun vadeli başarısızlıkla yüzleşmesine sebep olacaktır.
Korku Tünelinin Karanlık Görünümü
Türkiye şu anda bir korku tünelinin içinden geçiyor. Bu tünelin yapısı sadece karanlıkla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda demir parmaklıklarla çevrilmiştir. Tutuklama süreçlerine maruz kalan gazeteciler, bilim insanları, belediye başkanları ve sanatçılar, bu hapishane benzeri sistemin içinde bulunuyor. İktidarın bu uygulamaları yalnızca muhalefeti değil, toplumu oluşturan cesur bireyleri de hedef almaktadır. Her bireyin kendi görüşlerini dile getirme hakkı olmalıdır; aksi takdirde toplumsal yapıda geri dönülmez yaralar oluşacaktır.
Korku atmosferi içinde şekillenen bir topluluğun, adalet ve demokrasi temelinde varlık göstermesi mümkün değildir. İYİ Parti olarak, sırf ekranları kapatan uygulamalara değil, aynı zamanda toplumun geleceğini tehdit eden bu yapının tüm yönlerine karşı durmaya kararlıyız. Bireylerin bilgiye ulaşma hakkı, yalnızca siyasi bir gereklilik değil, aynı zamanda bir vicdani yükümlülük olarak görülmelidir. Bu bakış açısıyla, baskı ve adalet eksikliğinin yerine geçecek bir demokratik yaklaşımı savunarak, bu sorumlulukları yerine getirme konusunda kararlıyız.
Demokrasi için Bilgiye Erişimin Önemi
Demokrasinin düzgün işleyebilmesi, vatandaşların doğru ve güvenilir bilgilere ulaşabilmesi ile doğrudan ilişkilidir. Bu nedenle, gerçeği ve eleştiriyi ifade eden medya kuruluşlarının varlığı son derece kritik hale gelmiştir. Mevcut iktidar, halkın doğru bilgilere ulaşmasını engelleyerek, kendi zayıflıklarını gizlemeye çalışmaktadır. Yanlış ve yanıltıcı bilgilerin toplum üzerindeki etkisi oldukça yıkıcıdır; bu durum bilgiyi iki katına çıkaran bir bilinçsizlik yaratabilir. Bilgiye erişim hakkı, demokratik bir düzenin yapı taşları arasında yer almaktadır. Bu yüzden, bu hakka sahip çıkmak hepimizin görevidir.
Sonuç olarak Gerçekler Zincirlenemez!
Son olarak, gerçeği alt etmek veya zincire vurmak mümkün değildir! Bu ifadeyi bastırmaya çalışmanın asıl etkisi, halkın daha büyük bir direniş gösterme isteğini tetikleyecektir. Hiçbir yönetim, toplumun sesini kısıtlama ya da gerçekleri gizleme gücüne sahip olamaz. Biz, bu mücadelenin her aşamasında yer alacağız ve gerçeğin savunucusu olmayı sürdüreceğiz. Ulusun gerçekleri için verdiği bu mücadele, her türlü zorbalığa karşı bir direniş sembolü haline gelecektir.
Saygılarımla.
Müsavat DERVİŞOĞLU
İYİ Parti Genel Başkanı