Geçtiğimiz hafta Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Politika Faiz Oranı'nı %42,5'ten %43'e çekerek önemli bir faiz indirimi gerçekleştirdi. Bu adım, ülke ekonomisinde yeni bir konjonktüre kapı araladı. Piyasa, bu indirim sonrası hem döviz kurları hem de borsa üzerinde fiyat hareketleriyle karşı karşıya kaldı. İlgili gelişmelerin yanı sıra, bütçe açığı ve borç stoku gibi mali göstergeler de dikkat çekti.
GENEL DURUM
Geçtiğimiz haftanın en öne çıkan olayı, TCMB'nin PPK toplantısında aldığı faiz indirim kararı oldu. Daha önce üç ayrı toplantıda politika faizini %50'den %42,5'e çekmişti. Ancak 19 Mart'ta yapılan İBB operasyonları sonrasında yeniden faiz artırımı gerçekleştirerek oranı %46’ya çıkaran TCMB, yaklaşık beş ay aradan sonra olağanüstü bir indirim yaparak faiz oranını %43 seviyesine çekti. Bu indirim piyasalarda büyük yankı buldu ve TL varlıkların getirisi azalırken alternatif yatırım araçlarına yöneliş arttı. Ancak dikkat çeken bir diğer unsur, faiz indiriminin piyasa beklentilerinin üzerinde gerçekleşmesiydi; çünkü piyasada genel beklenti 250 baz puan indirim yönündeydi.
MEVDUAT VE KREDİ FAİZLERİ
Faiz indirimi sonrası mevduat ve kredi faizlerinin de aşağı yönlü bir düzeltme yaşaması kaçınılmaz bir durum olarak görülüyor. Bu durum, TL cinsinden varlıkların getirisinin azalmasına neden olurken, yatırımcılar arasında alternatif yatırım araçlarına yönelim artış gösterebilir. Yatırımcılar, borsa gibi riskli varlıklara olan talebin de artabileceğine dair sinyaller alıyor. Ancak, yüksek borç stokunun sürdürülebilirliği üzerine tartışmalar devam ediyor. Ekonomik veriler, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan borç istatistikleriyle birleşince, mali durumun pek iç açıcı olmadığı görülüyor.
EKOLOJİK SORUNLAR
Devletin bütçesi üzerinde baskı yaratan faktörlerden biri de artan faiz ödemeleri oldu. Öyle ki, merkezi yönetim borç stoku, geçtiğimiz yılın Aralık ayına göre ciddi bir artış yaşadı. Yılın ilk yarısında 11 trilyon 462 milyar liraya ulaşan bu stok, önceki yıla oranla 2.2 trilyon lira artış gösterdi. Ayrıca, bu süreçte faiz giderleri de açıkların derinleşmesine yol açtı. Haziran bütçesi açıklandığında, 1.1 trilyon lira faiz ödemesi gerçekleştiği görülmüştü. Yılın geri kalan döneminde aynı tempoyla devam ettiğinde borç stoku 14 trilyon lirayı geçebilir.
PİYASALARDAKİ HAREKETLENMELER
Son faiz indirimleri sonrası piyasalarda hareketlenmeler gözlendi. BIST 100 endeksi, düşük başlangıç puanlarının ardından %2,67 artışla haftayı 10.642,60 puandan kapattı. Ancak piyasalardaki genel hava, beklenen olumlu bilançolarla ilgili olsaydı da, haziran ayındaki işlem sonuçlarına yönelik beklentiler, yatırımcılara güven vermiyor. Altyapı yatırımları ve belirsizlikler, borsa üzerindeki etkilerini sürdürmüş durumda.
FAİZ VE DÖVİZ GİBİ KATEGORİLER
Döviz kurları da faiz indirimlerinden etkilenmiştir. Haftalık bazda ABD doları ve avro değer kazanırken, bu durum dış ticarette artışlara yol açabileceği düşünülmektedir. Dolar, %0,43'lük artışla 40,5550 liraya, avro ise %0,92 artışla 47,5880 liraya çıkmıştır. Faiz oranları, TCMB'nin son indirimi ile düşüşe geçmiş; bankalar, mevduat faizlerini %44 seviyesine geriletti. Ancak kredi faizleri, mevduat faizleriyle aynı oranda azalmadığı görülmektedir.
YATIRIMCI GÜVENİ
Dış ve iç ekonomik durumların etkisiyle yatırımcı güveni sürekli sorgulanmakta. Morgan Stanley, TCMB'nin faiz indirimine rağmen TL’nin değer kaybına dikkat çekerek tahminlerini revize etti. Ekonomik belirsizlikler, yatırım fonları ve borsa üzerindeki etkiyi artırmaktadır. Dolayısıyla, bu piyasalardaki durumu ve gelişmeleri izlemek, yatırımcılar için hayati önem taşıyor. Moody’s’in Türkiye’ye ilişkin not bildirimleri gibi etkiler, piyasalardaki durumu yönlendirebilir. Bu çerçevede, dönem devam ettikçe gelişmeleri dikkatle izlemek gerekiyor.
YATIRIM FONLARI VE KREDİ KARTI FAİZLERİ
Yatırım fonları bu hafta %1,69, emeklilik fonları ise %1,73 değer kazandı. Özellikle borsa yatırım fonları %2,58 ile en çok kazandıranlar arasında yer aldı. Bunun yanı sıra, kredi kartı faiz oranlarında yapılan indirimle bireysel kartlar için azami faiz oranı değişiklikleri de dikkat çekiyor. Dönem borcu bakiyesi 25 bin liranın altındaki bireysel kartlar için faiz oranı sabit kaldı. Diğer oranlar ise 25 baz puan düşürüldü; bu durum borçlu bireyler için önemli bir gelişme.
MOODY'S VE FİCH RİSKLERİ
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in Türkiye'nin kredi notunu yükseltmesi piyasalarda olumlu karşılanırken, Fitch Ratings, ülkenin kredi notunu değiştirmedi ve politik durumların risklerine dikkat çekti. Türkiye'deki ekonomik belirsizlikler ve olumsuz gelişmelerin yatırımcılar üzerindeki etkisi devam etmekte. Goldman Sachs ise yılsonu enflasyon ve faiz tahminlerini belirlerken Türkiye ekonomisinin durumunu, Merkez Bankası'nın politikalarıyla ilişkilendiriyor. Piyasalardaki tüm bu gelişmeler, yatırımcıların dikkatli olmasını gerektiriyor.
Haziran 2025 itibarıyla yıllık faiz ödemeleri 50 milyar dolara yaklaşırken, sadece Haziran ayında 6,3 milyar dolarlık faiz ödemesi yapıldığı bildirildi. Ekonomist Ömer Rıfat Gencal’ın tahminlerine göre, bu yıl içinde toplam yıllık faiz ödemelerinin 49,3 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Veriler, bütçe yönetiminin faiz ödemeleri için girdiği rakamların gelecekte artabileceğini ortaya koyuyor. Yılın başında bu rakamın 50 milyar doları geçeceğini öngörmek, ekonomik gelişmeler açısından önemli bir uyarı niteliğinde.
FAİZ ÖDEMELERİNDE YENİ REKOR
2025 yılı, faiz ödemeleri açısından diğer yıllara kıyasla farklı bir seyir izliyor. Ekonomistlerin hesaplamaları, Haziran 2025 itibarıyla toplam yıllık faiz ödemesinin 50 milyar doları aşma ihtimalinin oldukça yüksek olduğuna işaret ediyor. Özellikle Haziran ayındaki 6,3 milyar dolarlık ödeme, bu tahminin ne denli gerçekçi olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye’nin ekonomik durumunda faiz oranları, döviz kurları ve bütçe harcamaları önemli bir yer tutuyor. Bu bağlamda piyasa dinamikleri de etkileyici bir rol üstleniyor. Eğer önümüzdeki süreçte daha fazla faiz artışı gerçekleşirse bu durum, yıllık toplam faiz ödemelerini daha da yükseltebilir. Ekonomik işleyişin sağlıklı yürütülmesi amacıyla devletin bu konuda nasıl bir strateji izleyeceği merak konusu.
BORÇ STOKUNDA ARTAN RİSKLER
Merkezi yönetimin borç stokunun son altı ayda 2.2 trilyon lira daha artarak, büyük bir mali yükümlülük halini aldığı belirtiliyor. Aylık artışların 200 - 210 milyar seviyelerinden 367 milyara çıktığına dair veriler, borç yükünün yükseldiğini gösteriyor. Ekonomik istikrar için bu artışlar izlenecek önemli bir parametre olarak değerlendiriliyor. Eğer bu trende devam edilirse yıl sonunda 14 trilyon lira gibi bir borç stoku ile karşı karşıya kalınabileceği öngörülüyor. Geçtiğimiz 7 yıl içerisinde borç stoku bu denli yükseliş göstermemişti. Ekonominin istikrarlı ilerlemesi açısından bu borç dinamiklerinin dikkatle gözlemlenmesi gerekiyor.
SWAP HARİÇ REZERVLERDEKİ GELİŞMELER
Merkez Bankası’nın toplam rezervleri, 18 Temmuz haftasında 2 milyar 326 milyon dolarlık artışla 168 milyar 569 milyon dolara ulaştı. Özellikle swap hariç net rezervlerin 44.3 milyar dolara çıkması, piyasa aktörlerinin dikkatle takip ettiği bir gelişme oldu. Bu artış, döviz piyasasındaki dengeleri değiştirebilecek potansiyele sahip. Merkez Bankası’nın net uluslararası rezervleri de 3 milyar dolar artarak 62 milyar dolara yükseldi. Önümüzdeki günlerde alınacak kararların rezervlerle ilgili etkilerinin ne olacağını değerlendirmek gerekiyor. Küresel ekonomi ile entegre bir yapıya sahip olan Türkiye’de bu tür veriler, dış ticaret dengeleri açısından da kritik bir önem taşıyor.
DÖVİZ MEVDUATINDAKİ YÜKSELİŞ
Merkez Bankası’nın verilerine göre, yurtiçinde yerleşiklerin döviz mevduatlarında önemli bir artış kaydedildi. 18 Temmuz haftasında parite etkisi göz önüne alınmadığında toplamda 1 milyar 991 milyon dolarlık bir yükseliş gözlemlendi. Bu durum, yurtiçi tasarruf sahiplerinin döviz yerine TL birikimlerini tercih etmediklerinin bir göstergesi. Gerçek kişiler 112.53 milyon dolar, tüzel kişiler ise 1.87 milyar dolarlık döviz mevduatında artış yaşadı. Ekonomik belirsizliklerin artması ile vatandaşların dövize yönelmesi, piyasa dinamiklerini doğrudan etkilemektedir. Bu trende devam edilmesi durumunda, döviz rezervleri ve TL’nin değeri üzerinde baskılar oluşabilecektir.
NET DÖVİZ AÇIĞINDAKİ BÜYÜME
Mayıs ayında finansal kesim dışındaki firmaların net döviz açığı 176 milyar 233 milyon dolara ulaştı. Önceki ayın verileriyle karşılaştırıldığında döviz varlıkları 1 milyar 300 milyon dolar, yükümlülükleri ise 3 milyar 367 milyon dolar artış gösterdi. Firmaların döviz pozisyonu açığı ciddi bir boyuta ulaşırken, bu durum ekonomideki kırılganlıkların artabileceğini gösteriyor. Özellikle ihracatçı firmaların yönetimindeki risklerin daha dikkatli bir şekilde ele alınması gerektiği düşünülüyor. Önümüzdeki süreçte piyasa şartlarının iyileşmesi net döviz açığını etkileyebilir; ancak mevcut durumda artış trendinin devam etmesi endişe verici sonuçlar doğurabilir.
OTOMOBİL PİYASASINDA ÖTV DÜZENLEMELERİ
Otomotiv sektöründe ÖTV düzenlemeleri dikkat çeken değişiklikler içeriyor. Yeni düzenleme, düşük segment araçlarda sınırlı indirimler sağlarken, üst segment araçların fiyatlarına artış getirdi. Özellikle elektrikli araçlarda ÖTV oranlarının %25’e kadar yükselmesi dikkat çekti. Hükümet, bu düzenlemenin cari açığın azaltılmasına yardımcı olacağını belirtti. Ancak, düzenlemenin otomobil üzerindeki potansiyel etkisi henüz netleşmedi. Uzmanlar, bu durumun piyasa dinamiklerini nasıl etkileyeceğine dair daha fazla geçerlilikte açıklamalara ihtiyaç olduğunu savunuyor. Halihazırda 2025’teki ekonomik büyüme hedeflerinin bu tür düzenlemelerle nasıl ilişkilendiği merak edilmekte.
TESLA'DAN YENİ GELİŞMELER
Elektrikli araç üreticisi Tesla, belirli araçların ÖTV oranlarındaki güncellemelerin ardından, Temmuz ayına dair satış listelemelerini geçici olarak durdurdu. Şirket, mevcut siparişleri olan müşterilerin baz fiyatlarını koruyacağını ve yalnızca ÖTV artışıyla etkileneceklerini duyurdu. Tesla’nın bu kararı, piyasalarda bir etki yaratabilirken, alıcıların bu durum karşısında nasıl bir tepki göstereceği dikkatle izleniyor. Satışların duraklatılması, aynı zamanda rekabet koşullarını da etkileyebilecek bir durumda.