GünesavHaber Genel Kabine Revizyonu ve Para Politikası Toplantısı: Bu Haftanın Gündemi!

Kabine Revizyonu ve Para Politikası Toplantısı: Bu Haftanın Gündemi!

Türkiye ekonomisi, dinamik bir seyir izleyerek önemli değişimlere sahne oluyor. Merkez Bankası'nın 24 Temmuz'daki toplantısında muhtemel faiz indirimleri beklenirken, yabancı bankaların tahminleri 3500 baz puan civarında. Yüksek enflasyon endişeleri devam ederken, borsa stabil kalmakta ve altın fiyatları yükselmekte. Yatırım düzeyi ise tarihi ortalamalarının altında. İç politikadaki belirsizlikler ve Suriye'deki gelişmeler, uluslararası arenada yankı buluyor. Bu durumu etkileyen sektörel değişimler, Türk ekonomisinin geleceği açısından önemli bir rol oynamakta.

Türkiye'nin ekonomik gidişatında çarpıcı bir dönemeç yaşanıyor. Merkez Bankası'nın 24 Temmuz tarihinde gerçekleştirileceği Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında, faiz indirimi yapılacağına dair beklentiler giderek artış göstermekte. Uluslararası finans kuruluşları, olası faiz indirim miktarının 3500 baz puana kadar çıkabileceğini öne sürüyor. Aynı zamanda, enflasyon oranları hâlâ oldukça yüksek seviyelerde seyrederken, Temmuz ayının enflasyon rakamlarının Haziran ayına göre artış göstermesi bekleniyor.

Güncel Ekonomik Gidişat

Son süreçte borsa ve altın fiyatlarındaki yükseliş dikkat çekici bir durum arz ederken, döviz kurları üzerindeki baskı ise devam ediyor. Faiz oranlarının düşeceğine dair beklentiler, ekonomik canlanma umutlarını artırıyor. Öte yandan, İran'daki gerginliğin sona ermesi, petrol fiyatlarını aşağı çekerek genel ekonomik istikrarı etkilemektedir. Ancak beklenen yatırımların henüz gerçekleştirilmemesi, istihdam ve ekonomik büyüme açısından ciddi problemler yaratmaktadır. Mevcut yatırım düzeyleri, geçmiş dönem ortalamalarının yarısından bile az seviyelerde kalıyor. Ayrıca, yabancı sermaye girişlerindeki azalma, ülke içindeki ekonomik riskleri artırıyor. Bu bağlamda, yatırımcıların şirketlere yönelik yatırımlarında ilerleme sağlanamadığı gözlemlenmektedir.

İç Politikadaki Gelişmeler ve Ekonomik Yansımaları

CHP'nin lideri Özel, Trabzon'da gerçekleştirdiği mitingde hükümette muhtemel bir değişiklik sinyali verdi. Özellikle, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in görevden alınacağına dair endişeler gündemde. Eğer Şimşek'in yerine, ekonomik konuları iyi kavrayan ve yatırımcılar nezdinde güvenilir bir kişinin atanması sağlanamazsa, ekonomide önemli dalgalanmalar yaşanabilir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Şimşek'e karşı nesnel bir tutum sergilemesi beklenmesine rağmen, olası değişiklikler ekonomistleri kaygılandırıyor. Buna ek olarak, iç siyasi çekişmelerin devam etmesi, durumu daha karmaşık bir hale getiriyor ve belirsizliği artırıyor.

Uluslararası Gelişmeler ve Siyasi Etkileri

Suriye'deki gelişmeler, bölgenin jeopolitik dengelerini önemli ölçüde etkiliyor. Alevi ve Dürzi grupları arasındaki çatışmalar, İsrail'in bölgedeki nüfuzunu artırmasına yol açıyor. Suriye hükümeti, bu duruma karşı uluslararası topluma müdahalede bulunmasına dair çağrılar yapmayı sürdürüyor. Ankara'nın tepkileri sonrasında, Suriye ordusunun Dürzi liderlerle sağladığı ateşkesin ardından bölgeyi terk ettiği iddia edilmesine rağmen, cihatçı grupların yeni saldırılar için hazırlık yaptığı belirtiliyor. Bu durum, bölgedeki istikrarı olumsuz etkilemeye devam etmektedir. Tüm bu gelişmeler, uluslararası ilişkilerde de önemli gerilimi beraberinde getiriyor.

Piyasalardaki Son Durum

BIST 100 endeksi, haftanın başında 9.990,12 puanla en düşük seviyesini gördükten sonra, en yüksek 10.407,44 puana kadar bir sıçrama gerçekleştirdi. Geçtiğimiz hafta, endeks kapanışını %0,07 artışla 10.366,16 puanda tamamladı. Cuma günü Moody's'in Türkiye değerlendirmesinin yapılacak olması, ekonomik dengeler üzerinde önemli bir etkiye sahip olacak. Citibank, İstanbul Büyükşehir Belediyesi operasyonları sebebiyle ortaya çıkan bozulmanın düzelmesi ile birlikte not artışının mümkün olabileceğini öngörüyor. Merkez Bankası'nın uygulayacağı herhangi bir faiz indiriminin piyasalara olumlu bir yansıma yaratması bekleniyor.

Döviz ve Altın Fiyatlarındaki Eğilimler

Kapalıçarşı'da 24 ayar külçe altının gram fiyatı, hafta içerisinde %0,62 oranında artarak 4.357 liraya ulaşmış durumda. Cumhuriyet ve çeyrek altın fiyatlarında benzer artışlar gözlemleniyor. Uzmanlar, yıl sonuna kadar altın fiyatlarının 4.000 dolar seviyesini aşabileceğini öngörürken, bazı analistler piyasalardaki dalgalanmanın artabileceğini belirtmektedir. Döviz piyasasındaki gelişmelere bakıldığında, ABD doları bu hafta %0,51 artışla 40,3810 liradan işlem görürken, Euro da %0,20 artarak 47,1530 lira değerine ulaşmıştır. Ancak, iç piyasalardaki belirsizlikler nedeniyle dolara olan talep azalmıyor.

Faiz ve Yatırım Fonlarındaki Trendler

Bankalardaki mevduat faiz oranları %46 ile %47 aralığında dalgalanıyor. Bazı bankalarda ise üç aylık vadeli mevduat faiz oranlarında indirim yapılması gündeme gelebilir. Merkez Bankası'nın politika faizine yönelik alacağı karar, piyasalarda önemli etki yaratma potansiyeline sahip. Yatırım fonları, bu hafta %0,89 artış kaydederken, emeklilik fonları ise %0,53'lük bir artış göstermiştir. En fazla değer kazanan yatırım kategorisi "fon sepeti" fonları oldu ve bu grup %1,03'lük bir artış sağladı. Bu yatırım dalgalanmaları, piyasa dengesizliklerine önemli katkılarda bulunmaya devam ediyor.

Piyasa Gelişmeleri ve Gelecek Beklentileri

Invesco Global Sovereign Asset Management tarafından yapılan bir araştırma, merkez bankalarının önümüzdeki üç yıl içinde altın rezervlerini artırma niyetinde olduğunu ortaya koyuyor. Altının güvenli liman işlevi, fiyat artışlarını bu yıl boyunca sürdürebilir. Yatırımcıların davranışları ile finansal stratejiler, piyasalardaki genel gidişatta belirleyici bir etkinlik sergiliyor. Kripto para birimleri, Bitcoin’in yeni rekor seviyelere ulaşmasıyla birlikte yeniden dikkatleri üzerine çekerken, küresel yatırım iştahını artırmaktadır. Ancak döviz piyasasındaki dalgalı seyir, yatırımcıların daha temkinli bir yaklaşım sergilemesine neden olmaktadır. İç ve dış politik belirsizlikler, ekonomik istikrar açısından ciddi risk unsurları teşkil etmektedir.

Türkiye'de 2024 yılı itibarıyla iller arasında göç eden kişi sayısının 2 milyonu geçtiği belirtiliyor; ancak bu rakam 2023 deprem sonrası dönem ile kıyaslandığında daha düşük durumda kaydedildi. Ölçümler, ekonomik sebeplerle iç göç hareketlerinin arttığını gösteriyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, göç etme nedenleri arasında hane bağımlı göç %21,6 ile en üst sırada yer alırken, daha iyi yaşam standartları arayışı ise %19,1 ile ikinci en fazla görülen neden olarak kaydediliyor.

Türkiye’de mobil telefon numarası taşıma işlemlerinin 2024 yılı itibarıyla kayda değer bir artış gösterdiği bildiriliyor. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) verilerine göre taşınan numara sayısı 190 milyon olarak ifade ediliyor. Bu rakam, Avrupa ortalamasının neredeyse dört katı seviyesinde gerçekleşiyor. Yeni abone taahhüt sürelerinin dolmasıyla birlikte daha cazip tarifelerin sunulması, numara taşıma işlemlerini artırıyor. Aynı zamanda, mevcut kullanıcıların mevcut paket ücretinin taşınan numara için uygulanan fiyatın iki katına kadar yükselebilmesi, durumu daha da pekiştiriyor. Ekonomik koşullar ve daha uygun mobil hizmetler, kullanıcıların numara taşıma kararlarını etkileyen unsurlar arasında yer alıyor.

Türkiye'deki cep telefonu kullanıcıları, operatör değiştirerek daha uygun fiyatlar ve daha iyi hizmetler almak için harekete geçiyor. Son yıllarda, özellikle mobil tarifelerdeki rekabetin artması ve kampanyaların çoğalması numara taşıma işlemlerini ciddi oranda hızlandırdı. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun (BTK) raporlarına göre, taşınan numara sayısındaki artışın temel sebepleri arasında operatörlerin cazip tarifeleri ve mevcut hizmetlerden memnuniyetsizlik yer alıyor. Ekonomik faktörlerin abone sayısını artırarak kullanıcıların yeni operatörlere yönelmesine neden olduğu belirtiliyor. Bu durum da kullanıcıların daha iyi fiyatlarla daha kaliteli hizmete erişim sağlamak amacıyla numara taşıma işlemlerini gerçekleştirmesine yol açıyor.

Numara Taşınma Rekorunun Nedenleri

Mobil iletişim sektöründe yaşanan rekabet, kullanıcıları mevcut operatörlerinden memnun kalmadıkları takdirde alternatiflere yönlendirmekte. Özellikle, ekonomik koşulların etkisiyle çoğu kullanıcı daha uygun fiyat ve sunulan hizmetlerin kalitesini göz önünde bulundurarak yeni operatör arayışına giriyor. BTK verilerine göre, taşınan numara sayısı her geçen yıl artarken, bu durum sadece kullanıcıları değil, aynı zamanda operatörleri de etkiliyor. Cazip kampanyalar ve avantajlı tarifeler, kullanıcıların dikkati çekerek, operatör değişikliğini kolaylaştırıyor. Sonuç olarak, rekabetin artması, kullanıcıların daha fazla seçeneğe sahip olmasına ve dolayısıyla numara taşıma işlemlerinin hızlanmasına olanak tanıyor.

Kamu Çalışanlarının Zam Talepleri

Kamu sektörü çalışanları için 2025-2026 dönemini kapsayan toplu sözleşme müzakereleri sürmekte. Hükümet, 2025 yılının ilk yarısında uygulanacak zam oranını %17'den %24'e çıkarmayı teklif etti. Bu öneri, kamu işçileri için önemli bir iyileşme sinyali olarak değerlendirilmeye başlandı. Ancak, TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, müzakerelerin henüz kesin bir sonuca ulaşmadığını vurguladı. Önceki dönemlerde sendikalar, taleplerini etkili bir şekilde iletmek için iş bırakma eylemi gibi çeşitli protestolara başvurmuştu. Hükümetin sunmuş olduğu bu yeni öneri, işçilerin yaşam standartlarını artırma açısından büyük bir öneme sahip; bu nedenle süreç tüm kesimler tarafından yakından izleniyor.

Otomotiv Sektöründeki Düşüşler

2024 yılı itibarıyla otomotiv sektörü, yerli otomobillerin pazar payında kayda değer bir düşüşle karşı karşıya kalmış durumda. Yerli üretimin dikkat çeken azalması, özellikle sedan araçlarda %24 ve hafif ticari araçlarda %17 gibi rakamlarla kendini gösteriyor. Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Başkanı Cengiz Eroldu, bu durumu yüksek maliyetle üretilen yerli araçların rekabet gücündeki zayıflamalarına bağlıyor. Ayrıca, Çinli otomotiv firmalarının sunduğu düşük maliyetli araçlar, yerli sanayinin pazar payının korunmasını zorlaştırıyor. Böyle bir tablo, otomotiv sektöründeki geleceğin belirsizliğini artırmakta ve yerli üreticilerin bu süreçte karşılaşacağı zorluklar daha da netleşiyor.

Çiftçiler İçin Yeni Zorunluluklar

Tarım sektöründe faaliyet gösteren çiftçiler için yeni bir uygulama hayata geçirildi. Ocak 2024 itibarıyla yürürlüğe giren düzenleme, Çiftçi Kayıt Sistemi'ne dahil olan çiftçilerin sigorta yaptırmalarını zorunlu hale getiriyor. Sigorta primlerini ödemek istemeyen çiftçiler, 15 Temmuz itibarıyla otomatik olarak BAĞ-KUR’lu olarak kabul edilecek ve bu tarih itibarıyla prim ödemelerine başlanacak. Bu uygulamanın amacı çiftçilerin sosyal güvenceden faydalanmasını sağlamak olarak belirlenmiştir. Ancak, yüksek prim tutarları nedeniyle bazı çiftçiler, ek mali yük ile karşılaşacaklarının endişesini taşıyor ve bu durum yeni düzenlemeye yönelik eleştirilerde bulunmaktadır.

Kredilerde Artan Takip Oranı

Bireysel krediler ve ihtiyaç kredileri alanındaki takipteki alacakların oranında ciddi bir artış gözleniyor. BDDK, borç yapılandırma seçeneklerini genişletmek amacıyla kredi kartı ve ihtiyaç kredilerini 48 ay vade ile yapılandırma imkanı sundu. Bu yeniliklerin, borçlu bireylerin mali durumlarını iyileştirmesi hedefleniyor. Uzmanlar, sunduğu seçeneklerin daha uygun maliyetli olabileceğini öngörse de, bankaların ve diğer kredi verenlerin bu süreçte karşılaşacağı bazı riskler de mevcut. Bu durum, finansal piyasalarda belirsizliğe yol açabilecek bir koşul olarak değerlendiriliyor.

Genç İstihdam Sorunu

TÜİK'in verilerine göre, 2024 yılı itibarıyla genç nüfusun işsizlik oranı %12,7 seviyesine yükselmiş durumda. 15-34 yaş aralığındaki genç bireylerin işgücüne katılım oranı ise yalnızca %60,1 düzeyinde. Bu rakamlar, Türkiye'deki genç istihdamını ve genel işsizlik durumunu gözler önüne seriyor. Eğitim sisteminin, gençleri iş hayatına yeterince hazırlayamadığına dair eleştiriler artarak gündeme gelmekte ve bu durum toplumsal tartışmalara yol açıyor. Gençlerin iş bulma konusunda karşılaştıkları zorluklar, hem hükümetin hem de eğitim kurumlarının dikkatini çekerken, konuyla ilgili çözüm önerileri tartışılmaya devam ediyor.

Dış Ticaret Açığının Sebepleri

Türkiye’nin dış ticaretinde yaşanan belirsizlikler, teknoloji açığıyla ilgili önemli sorunlar gündeme taşıyor. 2024 yılının ilk yarısında düşük teknolojili ürünlerde 17,5 milyar dolar dış ticaret fazlası elde edilirken, yüksek teknolojili ürünlerde 11,4 milyar dolarlık açık oluştuğu gözlemlendi. Bu durum, yüksek teknoloji ürünlerinin ithalatının ihracatı kat kat aşmasıyla ilişkili. Küresel piyasalardaki rekabet gücünü zayıflatan bu dengesizlik, ileri teknolojiye sahip sanayilerin gelişimine de olumsuz etki ediyor. Türkiye'de yerli üretimin artırılması ve teknolojik yatırımlara gereken önemin verilmesi, bu sorunun giderilmesi açısından hayati öneme sahip.

Turizm Sektöründeki Tartışmalar

Turizm sektöründe, çalışanların hafta tatili haklarının düzenlenmesi üzerine önemli tartışmalar sürmekte. Yeni düzenlemeye göre, bakanlık belgeli konaklama tesislerinde istihdam edilen çalışanların hafta tatili süresi 6 günden 10 güne çıkarıldı. Ancak, işçileri temsil eden sendikalar bu değişikliği kazanılmış hakların kısıtlanması olarak değerlendiriyor. Sektör temsilcileri ise bu uygulamayı, çalışanların haklarını olumsuz etkilemediği yönünde savunmakta. Ancak, bu tartışma sosyal adalet ve iş güvencesi üzerine olan endişeleri yeniden gündeme getiriyor ve bu durum iş gücü piyasasında büyük sarsıntılara yol açabilir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *