Türkiye’nin Vicdan Günlüğü:
İçinde bulunduğumuz koşullarda çoğu insan geçim derdine düşmüş durumda. Ekonomik sıkıntılar ve toplumsal baskılar, maalesef insanların yaşamını tehdit eden boyutlara ulaşmış bulunuyor. Konuşulan konular arasında yer alan çocuk işçiliği, kadınların maruz kaldığı ayrımcılık ve ekonomik zorluklar, toplumun farklı kesimlerini derinden etkiliyor. İlerleyen satırlarda, bu konulara dair güncel gelişmeler ele alınacaktır.
12 Yaşındaki Eyüp Can Güner’in Ölümü
Mersin'de dönerci dükkanında çalışırken hayatını kaybeden 12 yaşındaki Eyüp Can Güner, çocuk işçiliğinin çarpıcı bir örneğini oluşturuyor. Ailesinin yoksulluktan dolayı çalışmaya mecbur kalması, bu trajik olayı gözler önüne serdi. Baba İbrahim Güner, “Geçinemiyoruz… Bu çocuk neden oradaydı? Yokluktan, yoksulluktan” sözleriyle yüreklere dokunan bir çağrıda bulundu. Bu olay sadece bir iş kazası değil, aynı zamanda bir çocuğun geleceğinin gasbıdır. Çocuklar, ailelerinin içinde bulunduğu maddi zorunluluklar nedeniyle ağır koşullarda çalışmaya yönlendiriliyor. Bütün bu olgular, toplumun bu acı gerçeği göz ardı etmesine neden olurken, maalesef geleceğin teminatı olan çocukların hayatlarını tehlikeye atmakta. Ülkede çocukların eğitim alması ve güvenli bir ortamda büyümesi için gerekli adımların bir an önce atılması şarttır.
Cuma Hutbesinde Kadınların Hedef Alınması
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın son cuma hutbesinde, kadınların kıyafetleri üzerine yapılan eleştiriler dikkat çekti. Özellikle kısa etek giyen kadınların hedef gösterilmesi, toplumda kadınların maruz kaldığı baskıyı bir kez daha gözler önüne seriyor. Hutbede “Allah’ın emirlerini ihlal etmektir” gibi ifadelerin kullanılması, kadın bedeninin günah olarak gösterilmesiyle sonuçlandı. Fakat, hutbede kadına şiddet, çocuk işçiliği ve yoksulluk gibi başka ciddi konulara değinilmemesi, sosyal dinamikler açısından kaygı verici bir durum oluşturuyor. Bu tepkiler, bazı gruplar tarafından toplumsal cinsiyet eşitsizliğini artıracak bir araç olarak kullanılabiliyor. Kadın haklarının görmezden gelinmesi, toplumda daha geniş bir sansür atmosferi yaratarak, bu sorunlarla ilgili farkındalığı düşük tutmakta.
Çözüm Süreci Yeniden Şekilleniyor
Hükûmet, yeni bir çözüm süreci oluşturmak için Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir komisyon kurmayı planlıyor. Bu sürecin ilk toplantısının 5 Ağustos 2025’te yapılması öngörülüyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bu süreçle ilgili destek vermeye hazır olduklarını belirterek, “Samimi ve şeffaf bir sürece destek veririz” açıklamasında bulundu. Ancak bu süreçte, toplumsal barışa ulaşmak için gerekli olan diyalog ve uzlaşı sağlanmasının önemine dikkat çekmekte. Daha önceki çözüm süreçlerinde yaşanan olumsuz deneyimler, yeni girişimlerin nasıl bir sonuç doğurabileceği konusunda bazı belirsizlikler taşıyor. Çözüm umutlarının yeşermesi için geçmişten ders alarak hareket etmek, tüm taraflar açısından önemli bir sorumluluk durumunda.
ABD'nin Türkiye’ye Yönelik Ek Vergi Kararı
ABD yönetimi, Türkiye’den yapılan bazı ürünlere %15 oranında ek gümrük vergisi getirdi. Bu karar, Türk ekonomisinin bir dizi olumsuz etkilenmesine neden olabilir. Özellikle ihracatçılar, bu ek verginin iş yapabilme kapasitesini azaltacağını ve ticaret dengelerini bozacağını dile getiriyor. İş dünyası tarafından bu durumun yaratacağı belirsizlik ve zorluklar, Türkiye'nin ticaret stratejilerinin nasıl şekilleneceği konusunda büyük merak uyandırıyor. Bu bağlamda, Türkiye’nin dış ticaret politikalarında radikal değişiklikler olup olmayacağına dair işaretler almak ise oldukça zor. Ekonominin bu şartlarda dayanıklı kalabilmesi için yenilikçi stratejilere ihtiyaç duyulmakta.
İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlüğe girmesi, kadın hakları alanında birçok önemli kazanım sağladı. Ancak, Türkiye’nin bu sözleşmeden çekilmesinin ardından kadın cinayetlerinde önemli bir artış gözlemleniyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre, 2025’in ilk alt ayında toplam 136 kadın yaşamını yitirdi ve 145 kadın, şüpheli bir şekilde hayatını kaybetti. Bu istatistikler, sözleşmeden geri çekilmenin toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınların korunması konusundaki olumsuz etkilerini net bir şekilde ortaya koyuyor. Kadınların güvenliğini sağlamak için etkili politikaların geliştirilmesi büyük önem taşıyor.
Artan Kadın Cinayetleri ve Toplumsal Etkileri
Kadın cinayetlerindeki artış, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştiriyor ve kamuoyunda büyük bir tepki yaratıyor. Bu rakamlar, yalnızca sayı olarak değil, aynı zamanda toplumun genel normlarını ve değerlerini de sorgulatıyor. Kadınlar artık kendilerini güvensiz hissediyor ve birçok durumda dışarıya çıkmakta çekinme yaşıyorlar. Bu tür olayların, kadınların eğitim, istihdam ve sosyal yaşamdaki yerlerini nasıl etkilediğini göz önünde bulundurmak gerekiyor. Uzmanlar, bu sorunla başa çıkabilmek için daha fazla politikadaki değişime ve toplumda farkındalığın artırılmasına ihtiyaç duyulduğunu vurguluyor. Kadınların yaşadığı bu korku ortamı, toplumun sağlıklı bir şekilde işleyişine de zarar veriyor ve gelecekte daha büyük sorunlara yol açabileceği düşünülüyor.
Rıza Başkan'ın Değerlendirmesi ve Toplumsal Çözüm Arayışı
Rıza Başkan, Eyüp Can Güner'in hayatını kaybetmesi ve kadınların maruz kaldığı şiddet hakkında yaptığı açıklamalarda dikkat çekici bir tespit yaptı. Başkan, günümüzdeki çelişkilere vurgu yaparak, “İş kazasında hayatını kaybeden bir çocuğun durumu ile ahlaki dersler veren bir toplum arasındaki çelişkiler gözler önünde” şeklinde konuştu. Bu durum, sadece bireysel bir trajedi değil, aynı zamanda ülkenin genel çöküşünü de simgeliyor. Gerçek çözümün, kadınları ve çocukları korumaya yönelik bir sistemden geçtiğini ifade eden Başkan, toplumun acil olarak bu değerlere yönelmesi gerektiğinin altını çizdi. Türkiye'nin vicdanını sarsan bu olayların ardından, yapılacak uygulamalar ve eğitimsel reformlar büyük bir önem kazanıyor. Toplumun, çocukların eğitimi ve haklarının korunması için daha bilinçli adımlar atması gerekiyor.
Mersinli Bir Yurttaşın Anısı ve Eğitim Sorunu
Mersin’de yaşayan bir yurttaş, çocukken yaşadığı bir olayı paylaşarak, eğitim sistemindeki yetersizliklere dikkat çekti. Çocukluğunda, “‘Anne, bu ülkede çocuklar çalışır mı?’ diye sormuştum. Annem, ‘Hayır evladım, okul var, devlet var’ demişti” sözleriyle başlayan anlatımı, günümüzdeki gerçekleri çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. Ancak, eğitim imkanlarının azlığı ve artan yoksulluk, birçok çocuğun zorla çalışmasına neden oluyor. Eğitim alma hakkı yerine hayatta kalmak için mücadele eden çocuklar, ülkenin sosyal politikalarındaki eksiklikleri gözler önüne seriyor. Bu durum, genç neslin geleceği için bir tehdit teşkil etmekte ve toplum bu tür sorunlara karşı daha fazla duyarlılık göstermelidir. Yoksulluk ve sosyal adaletsizlik, eğitimde fırsat eşitliğini büyük ölçüde çiğnemekte ve bu sorunların çözümü için radikal değişiklikler gerekmektedir.
GÜNESAV HABER - 2 AĞUSTOS 2025
Bu haftanın Türkiye gündemini belirleyen bazı önemli başlıklar şu şekilde sıralanabilir:
- Meclis’te kurulan çözüm süreci komisyonunun ilk toplantısı 5 Ağustos’ta gerçekleştirilmesi planlanıyor.
- Eyüp Can Güner’in ölümü hakkında yeni detaylar gündeme geliyor. Baba İbrahim Can, geçim sıkıntısı yüzünden çocuklarını çalıştırmak zorunda kaldıklarını belirtti.
- Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu haftaki hutbesinde kıyafet tercihleri eleştirilirken, toplumsal sorunlara dair herhangi bir atıfta bulunulmaması dikkat çekti.
- Elazığ’da bir maden ocağında meydana gelen göçükte, bir işçinin yaşamını yitirmesi üzüntüyle karşılandı.
- ABD'nin Türkiye’ye yönelik yeni ek vergi kararları hakkında iş dünyasından endişeli açıklamalar gelmekte.
🟡 #GüneSavHaber
🔹 #EyüpCanGüner
🔹 #Çocukİşçilik
🔹 #KadınaŞiddet
🔹 #İstanbulSözleşmesi
🔹 #CumaHutbesi
🔹 #RızaBaşkanYorumluyor
🔹 #ÖzgürÖzel
🔹 #ÇözümSüreci
🔹 #EkVergi
🔹 #EkonomikKrizi
🔹 #Geçinemiyoruz
🔹 #BağımsızBasın
🔹 #VicdanHaber
🔹 #TürkiyeGerçeği